10. SINIF 5. ÜNİTE

 


ROMAN


Dünya Edebiyatında Roman

Realist roman örnekleri:

Balzac – Goriot Baba

Flaubert – Madam Bovary

Dostoyevski – Suç ve Ceza

Henry James – Bir Kadının Portresi 

Nikolay Vasilyeviç Gogol (1809 – 1852) 

Realist edebiyatın önde gelen sanatçıları arasında yer alan Gogol, Ukrayna’da doğmuştur. Eserlerinde “Puşkin’in etkisinde kalan yazar, ilk hikâyelerini “Dilanka Yakınlarındaki Çiftlikte Akşam Toplantıları” adlı eserde toplamıştır. Halk hikâyeleri geleneğinden, günlük yaşamdan ve sıradan kişilerden etkilenerek oluşturduğu “Mirgorod ve Arabeski” adlı eserleriyle hızla tanınmaya başlamıştır. 

Yazarın en önemli eserleri zaman zaman mizahi bir anlatıma da yer verdiği ve döneminin yoksulluğunu, yozlaşmış siyasi yapısını anlatmaya çalıştığı “Ölü Canlar ve Taras Bulba” adlı romanlarıdır. 

Önemli Eserleri:

Hikâye: Eski Zaman Beyleri, Portre, Masallar, Fayton, Palto

Roman: Taras Bulba, Ölü Canlar

Tiyatro: Bir Evlenme, Müfettiş, Bir Delinin Hatıra Defteri, Dava, Evlenme 


Tanzimat Edebiyatında Roman 

Tanzimat Fermanı ile birlikte Batı’ya açılmaya başlayan Osmanlı sanatçıları özellikle Fransız edebiyatının etkisinde kalarak yaklaşık 600 yıl boyunca etkili olan divan şiirinin yerine yeni bir edebiyat arayışı içine girdiler. Bu çerçevede yönünü Batı’ya çeviren Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi gibi sanatçıların yaptıkları çalışmalarla Tanzimat Edebiyatı Dönemi oluşmuştur. 

Tanzimat Edebiyatı Türk edebiyatında birçok ilkin görüldüğü dönemdir. Bu dönem, özellikle roman, tiyatro, hikâye, makale gibi türlerin Batı edebiyatındaki örneklerinin verilmesi açısından önemli bir yer tutar. 

Türk edebiyatına Tanzimat ile birlikte giren romanın ilk örnekleri çeviri yoluyla gerçekleşmiştir. Yani roman, Türk edebiyatına çeviri yoluyla girmiştir. 1862 yılında Yusuf Kamil Paşa’nın Fransız yazar François Fenelon’dan yaptığı "Telemak" adlı eser ilk çeviri romandır. 

Tanzimat Edebiyatında Yapılan Çeviri Romanlar

Tanzimat Dönemi Romanının Özellikleri

Tanzimat Romanı Teknik Açıdan Neden Kusurludur? 

Tanzimat romanında sanatçıların eserlerinde;

I. kişiliklerini gizlememeleri,

II. taraf tutmaları,

III. gereksiz tasvirler ve bu tasvirlerde acemilik yapmaları,

IV. romanın akışını keserek halka bilgi vermeye çalışmaları

gibi nedenlerden dolayı teknik açıdan kusurlu romanlar kaleme almışlardır. 

Tanzimat Döneminde Batı’dan Gelen Romanın Gelişimi 

Tanzimat Döneminde roman iki yolla gerçekleşmiştir.

1. Ahmet Mithat Geleneği: Bu anlayışta Ahmet Mithat Efendi, Batılı hikâye ve romanla Türk halk hikâyelerini birleştirmeye çalıştığı yoldur. Sanatçı, halk hikâyeciliğinden ve meddah geleneğinden etkilenerek modern bir halk hikâyeciliği geleneğini oluşturmak istemiştir. 

Ahmet Mithat’ın romancılık anlayışının temelinde halkı eğitmek olduğu için daha çok halk kültürüne yakın anlayışları kullanmıştır. Bu anlayış da Ahmet Mithat’ı popüler roman anlayışının en önemli temsilcisi yapmıştır. 

2. Namık Kemal Geleneği: Bu anlayış ise yönünü tamamen Batı’ya çeviren bir anlayıştır. Batılı roman tekniği kullanılmaya çalışılmıştır. Tanzimat romancılarının hemen hemen hepsi Namık Kemal’in yöntemini kullanmaya çalışmış ve Batılı romanlar yazmaya çalışmışlardır. 

Önemli: Ahmet Mithat Efendi, popüler romanının temsilcisidir. Namık Kemal ise, edebi (sanatkârane) romanın temsilcisidir. 

Alafranga Tip Nedir? 

Tanzimat romanında sıklıkla işlenen tiplerden biridir. Batı özentisi içerisinde yer alan mirasyedi tiplerin kendi kültürlerinden uzakta, Batılı bir yaşam tarzını benimsemiş bir şekilde ele alınmasıdır. Ahmet Mithat Efendi’nin Felatun Bey ile Rakım Efendi romanındaki Felatun Bey ve Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası adlı romanındaki Bihruz Bey, alafranga (züppe) tipi olarak karşımıza çıkar. 

Tanzimat Döneminde Roman Türünde Verilen İlkler 

Recaizade Mahmut Ekrem (1847 – 1914) 

Recaizade Mahmut Ekrem ile Muallim Naci Arasındaki Tartışma

Recaizade Mahmut Ekrem ile Muallim Naci arasındaki eski-yeni tartışması bu dönemin en önemli tartışmasıdır. Eski-yeni tartışması Zemzeme-Demdeme veya kafiye tartışması olarak da adlandırılmaktadır. 

Bu tartışmanın kaynağı “Kafiyenin göz için mi yoksa kulak için mi?” sorusunun cevabından ortaya çıkmıştır. Recaizade Mahmut Ekrem ve taraftarları kulak içindir, Muallim Naci taraftarları ise göz içindir, anlayışını benimsemişlerdir. Bu tartışa yenilikçilerin zaferiyle sonuçlanmıştır. 

Önemli Eserleri

Şiir: Nağme-i Seher, Yadigâr-ı Şebâb, Zemzeme I-II-III, Pejmürde, Nijad Ekrem (Oğlunun ölümü üzerine yazmıştır.

Hikâye: Saime, Muhsin Bey yahut Şairliğin Hazin Bir Neticesi, Şemsa

Tiyatro: Afife Anjelik (İlk romantik dram), Atala, Vuslat, Çok Bilen Çok Yanılır

Eleştiri: Takdir-i Elhan, Zemzeme III Mukaddimesi,

Roman: Araba Sevdası (İlk realist roman) 

Servetifünun Dönemi’nde Roman 

Tanzimat ile birlikte Batı’ya olan yöneliş bu dönemde giderek hızlanmıştır. Özellikle Batı’yı yakından tanıyan bu dönem sanatçıları roman anlayışında da son derece modern romanlara imza atmışlardır. Tanzimat Dönemi’nde görülen teknik kusurlar bu dönemde giderilmiştir. 

 Servetifünun Romanının Özellikleri

Servetifünun Dönemi’nin Önemli Romanları

Servetifünun Sanatçılarının Karamsar Bakış Açısına Sahip Olmalarının Nedenleri

Karamsar anlayışın oluşmasında üç neden olduğu görülmektedir. 

Birinci neden, bu dönem sanatçıları özellikle dönemin siyasi baskılarından dolayı melankolik bir anlayışa bürünmüşlerdir. Özellikle II. Abdülhamit Dönemi’nde görülen İstibdat (Baskıcı) Yönetimi anlayışından dolayı bireysel konuları işlemişlerdir.

İkinci neden, etkilendikleri Fransız sanatçılarıdır.

Üçüncü neden ise kişisel özellikleridir. Hassas kişilikler ve melankolik bir anlayışa sahip bu dönem sanatçıları kendilerini içinde bulundukları sosyal çevreden soyutlamaya çalışmışlardır. 

Mehmet Rauf (1875 – 1931)

İstanbul’da doğan sanatçı asker kökenli sanatçılardandır. Askeri okulda okurken edebiyata ilgi duymuştur. Servetifünun romanının en büyük ikinci sanatçısıdır. (En Önemlisi Halit Ziya Uşaklıgil’dir.) 

Servetifünun dergisinde yayımlanan “Eylül” adlı ilk psikolojik roman ile adından söz ettirmiştir. Bu yalın ve basit bir şekilde kurgulanmış aşk romanında roman kahramanlarının psikolojik durumlarını son derece canlı bir şekilde aktarmayı başarmıştır. 

Mehmet Rauf, kendi döneminin sanatçılarına göre daha sade bir dil kullanmaya çalışmıştır. Halit Ziya’dan etkilenen sanatçının Eylül romanı dışında mensur şiir (düzyazı şeklinde yazılan şiir) türünde kaleme aldığı “Siyah İnciler” adlı eseriyle tanınır. 

Önemli Eserleri 

Roman: Eylül, Ferda-yı Garam, Genç Kız Kalbi, Karanfil ve Yasemin, Define

Hikâye: Kadın İsterse, Âşıkane, Bir Aşkın Tarihi, Son Emel, Pervaneler

Tiyatro: Sansar, Pençe Cidal

Mensur Şiir: Siyah İnciler

Milli Edebiyat Dönemi’nde Roman 

1911 ile 1923 yıllarını kapsayan Milli Edebiyat Dönemi, Osmanlı Devleti’nin son yıllarına denk gelir. Bu dönemde Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı dönemlerini kapsayan çalkantılı bir dönemdir. 

Bu dönemde özellikle Servetifünun anlayışında görülen ağır dil ve bireysel temalar yerine sade bir dil anlayışı ve toplumsal konulara yönelme benimsenmiştir. 

Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı gibi ağır savaşların yaşandığı bu dönemde “Romancı yaşadığı toplumun aynasıdır.” anlayışına bağlı olarak toplumsal meselelere yönelen Milli Edebiyat sanatçıları, romanlarda da bu anlayışa bağlı kalarak eserler yazmışlardır. 

Milli Edebiyat Dönemi Romanının Özellikleri

Milli Edebiyat Dönemi’nin Önemli Romancıları 

Halide Edip Adıvar (1884 – 1964) 

Önemli Eserleri:

Roman: Handan, Yeni Turan, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Sinekli Bakkal, Kalp Ağrısı, Zeyno’nun Oğlu, Yolpalas Cinayeti, Tatarcık, Sonsuz Panayır…

Hikâye: Harap Mabetler, Kubbede Kalan Hoş Seda, Dağa Çıkan Kurt

Anı (Hatıra): Mor Salkımlı Ev, Türk’ün Ateşle İmtihanı

Tiyatro: Kenan Çobanları, Maske ve Ruh

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BAĞLAÇ

10. SINIF 3. ÜNİTE

EDEBİ AKIMLAR