CUMHURİYET DÖNEMİ HALK ŞİİRİ
CUMHURİYET DÖNEMİ HALK ŞİİRİ
ÂŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU (1894-1973)
Asıl ismi “Veysel Şatıroğlu” olan Aşık Veysel, 25 Ekim 1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesinde çiftçi bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelir. İki yaşındayken geçirdiği çiçek hastalığı yüzünden bir gözünü, daha sonra elim bir kaza neticesinde diğer gözünü kaybeder.
Edebi Kişiliği
Cumhuriyet Dönemi’nde, Halk Edebiyatı âşıklık geleneğini sürdüren en büyük ozan ve aynı zamanda bu zincirin son büyük temsilcisi sayılır.
Çocukluğunda (daha 7 yaşındayken) geçirdiği çiçek hastalığı yüzünden bir gözünü, sonraki yıllarda bir kaza sonucunda da diğer gözünü kaybeder. Bunun etkisiyle içine kapanıp içli, yanık şiirler dile getirmeye başlar.
Okuma yazması olmayan ümmi şairler arasında yer alır.
Eserlerinin dili oldukça yalın olan Âşık Veysel Şatıroğlu, dili de ustalıkla kullanır.
Onu ülkeye tanıtan ve ünlü biri olmasına vesile olan kişi Ahmet Kutsi Tecer’dir.
İnsan aşkı, yurt sevgisi, doğa sevgisi, yurt güzellikleri, insanlık aşkını dile getiren güzelleme, methiye, taşlama, şathiye, devriye gibi türlerde şiirler söyler.
Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Dadaloğlu ve Emrah’tan etkilenir.
Tasavvufla ilgili görüşler de şiirlerinde işlenir.
Din, siyaset, toplumsal olaylara inceden inceye eleştiriler yönelttiği şiirleri de vardır.
Şiirlerinde hüzün ile yaşama sevinci; umutsuzluk, iyimserlik gibi zıt duygular aynı anda işlenir.
“Toprak şairi” olarak da bilinir. “Benim sadık yârim kara topraktır.” dizesi onunla özdeşleşir.
Şiirlerinde hece ölçüsünün 8’li ve 11’li kalıplarını kullanır.
Ümit Yaşar Oğuzcan, onun şiirlerini “Dostlar Beni Hatırlasın” ismiyle yayımlar.
Şiirlerini; “Deyişler”, “Sazımdan Sesler“, ve “Dostlar Beni Hatırlasın” isimleriyle kitaplaştırır. Ölümünden sonra 1984’te eserleri “Bütün Şiirleri” adıyla tekrar yayımlanır.
Eserleri
Şiir
Dostlar Beni Hatırlasın
Sazımdan Sesler
Deyişler
ÂŞIK MURAT ÇOBANOĞLU (1940-2005)
Âşık Murat Çobanoğlu, saz çalmaya ve şiir söylemeye 1951’de bir rüyada bade içtikten sonra başlar. 14 yaşında türkü söylemeye başlayan Çobanoğlu, 1966’dan itibaren bir gelenek halini alan Konya Âşıklar Bayramı’na katılır. Konya, Artvin, Erzurum ve Muş’ta yapılan yarışmalarda önemli dereceler aldı. Âşık Murat Çobanoğlu, farklı radyo ve televizyonlarda farklı konulardaki atışmalarıyla ön plana çıktı. Âşıklık geleneği ve Halk Edebiyatı üzerine Türkiye ve dünyanın birçok ülkesinde seminerler verdi.
Edebi Kişiliği
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın âşıklık geleneğini sürdüren sanatçılarındandır.
On bir yaşındayken gördüğü bir rüya üzerine saz çalmaya ve şiir söylemeye başlar.
Saza olan hâkimiyeti, milli duyguların güçlülüğü ve kendine özgü sesiyle ilgiyi üzerine çeker.
1966’dan vefatına kadar “Konya Âşıklar Bayramı”na düzenli olarak katılır.
Kars’ta açtığı Çobanoğlu Halk Ozanları Kahvehanesinde özellikle usta-çırak ilişkisinden her alanda âşıklık geleneğinin sürmesinde katkısı olur.
Kendi türkülerini ve diğer bazı güzel türküleri genç kuşaklara aktarır.
Türkülü hikâyeler anlatmada oldukça başarılı olur.
Sesindeki güzellik ve etkileyicilikle dikkat çeker.
Şiirlerinde öğüt vermeyi amaçladığından şiirlerinde didaktik özellikler ağır basar.
“Kiziroğlu” türküsünü bütün Türkiye’ye tanıtır.
Son yıllarında Karakalpak ağzıyla da türküler söyler.
ÂŞIK MAHZUNİ ŞERİF (1943-2002)
Türk halk ozanı 17 Kasım 1943’te Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinin Berçenek köyünde dünyaya geldi. 12 yaşında amcası Âşık Fezali’den saz çalmayı öğrendi. 1956’da ilkokuldan mezun oldu. Elbistan’da Lütfü Efendi Medresesi’nde Kur’an eğitimi aldı. Tasavvuf eğitimini Cırık Baba’dan öğrendi. Cırık Baba, Âşık Mahzuni Şerif’e, “Mahzuni” tapşırmasını verdi.
Edebi Kişiliği
Son zamanların Anadolu halk ozanlığı geleneğinin önemli şahsiyetlerindendir.
Âşık Mahzuni Şerif, özgürlük, demokrasi, barış, laiklik, insan hakları, çağdaş, devrimci özellikleriyle hatırlanır.
Halkın sıkıntılarını toplumcu bir bakış açısıyla anlatmış güncel siyasetle ilgili politik şiirler ve taşlamalar kaleme almıştır.
Alevi-Bektaşi geleneğine bağlı bir halk ozanı olan Âşık Mahzuni Şerif, Bektaşi kültürünün dünyaya tanıtılmasında önemli bir yere sahiptir.
Henüz 24 yaşındayken söylediği “İşte gidiyorum çeşmi siyahım” şiiriyle büyük üne kavuşur.
Hoşgörü, sevgi ve doğruluk eserlerinde öne çıkan konulardır.
Nefeslerinin (tasavvufi konulardaki şiirleri) yanında toplumsal içerikli ve aşk vadisinde yazdığı şiirleri de bulunur.
Şiirlerini saz eşliğinde söyler.
Söz ve besteleri birçok sanatçı tarafından sıklıkla kullanılır.
Âşık Mahzuni Şerif’in 453 plağı, 50 kaseti, 9 adet de kitabı vardır.
“İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım”, “Dom Dom Kurşunu”, “Seher Vakti Elinize”, “Gidiyorum Kara Gözlüm Ağlama” en bilinen şiirlerini oluşturur.
ÂŞIK ŞEREF TAŞLIOVA (1938-2014)
Türk halk ozanı ve devlet sanatçısı kimlikleriyle ön plana çıkan ve asıl adı Şerafettin Taşlıova’dır , 10 Nisan 1938’de Ardahan’ın Çıldır ilçesine bağlı Gülyüzü köyünde doğdu. Hacı Bey ve Nergis Hanım’ın çocuğudur. Küçük yaşında babasını kaybetti. Köylerine sık sık gelen âşıkların etkisiyle henüz on yaşındayken şiir yazmaya başladı. Evli ve yedi çocuk babası olan Âşık Şeref Taşlıova, 20 Eylül 2014’te Ankara’da öldü.
Edebi Kişiliği
Âşıklık makamlarını ve halk hikâyeciliğini çok iyi bilen sanatçı kendi deyişleriyle birlikte usta malı eserler de söyler.
Henüz on yaşında şiirler kaleme alır.
Kars radyosunda yaklaşık 10 yıl âşıklara ilişkin programlar hazırlayıp sunar.
1000’den fazla şiiri bulunur.
Folklorla ilgilenir ve değişik dergilerde bunları yayımlar.
Azeri, Fars ve Anadolu kültürüyle yoğrulmuş bilgi birikimiyle önemli bir değer ve kaynak kişi olarak kabul edilir.
“Gönül Bahçesi” ismiyle şiirlerinden bazıları yayımlanan Âşık Şeref Taşlıova’nın ayrıca çok sayıda plak ve kaseti de vardır.
Ozanlığı yanında halk hikâyeciliği alanında da önemli bir isim olarak ön plana çıkar.
Eserleri
Gönül Bahçesi
ÂŞIK FEYMANİ (1942-)
Doğu Anadolu’da var olan usta-çırak ilişkisi çerçevesinde yetişmeyen Âşık Feymani, daha çok Hazım Demirci, Âşık Hüdai ve Âşık Kul Mustafa’nın etkisi altında kaldı. Karacaoğlan geleneğinde yetiştiği için Karacaoğlan’ı manevi ustası olarak görür.
Edebi Kişiliği
Âşık Feymânî, Çukurova âşıklık geleneği içerisinde önemli bir yere sahiptir.
Oldukça ince bir ruh haline sahip bir gönül adamıdır.
“Çoban Osman” tabşırmasıyla şiir söyler.
1960’lı yıllardan bu yana özellikle şiir ve atışmalarda etkili olur.
Şiirlerinde işlediği temalar arasında orman ve tabiat önemli yer tutar.
Şiirlerinde yer yer tasavvufi deyişlere yer verir.
Karacaoğlan’ın etkisiyle türkülü halk hikâyeleri söyler.
Taşlamalarıyla da ünlüdür. Hemen hemen her konuda taşlama söylemiştir.
Şiirlerinin birçoğunu “Ahu Gözlüm” adlı kitapta toplar.
Eserleri
Ahu Gözlüm
Alvarlı Reyhani
Barışmam
Mevlana Bugün Bayramdır
Elveda
Anadolum
Böyle Bağlar
Kervan
ABDÜRRAHİM KARAKOÇ (1932-2012)
Edebi Kişiliği
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın ve günümüzün âşık tarzının önde gelen şairlerindendir.
Çok küçük yaşlarda şiire merak saldı.
Şiirlerinde insanı merkeze aldı.
Sevgi şiirleriyle de ön plana çıktı.
İlk yazdığı şiirlerini beğenmeyip yakacak kadar şiirlerde seçici olmaya çalıştı.
1958 yılından bu yana yazdıklarını “Hasan’a Mektuplar” eserinde bir araya getirdi.
Yazdığı dönemin şartları nedeniyle mücadeleci şiirler kaleme aldı.
Saz çalmayan bir ozan olan Abdürrahim Karakoç, gerek politik taşlamalar gerekse sevgi ile ilgili yazdığı şiirleriyle tanındı.
Birçok şiiri bestelendi.
“Mihriban” en sevilen türküsü olarak ön plana çıkar.
Sanatında haksızlıklara karşı mücadele eder.
Şiirlerinde hicvedici özelliklere rastlanır.
Eserleri
Şiir
Hasan’a Mektuplar
Vur Emri
Eli Kulakta
Kan Yazısı
Beşinci Mevsim
Suları Islatamadım
Gerdanlık
Gökçekimi
Yorumlar
Yorum Gönder