9. SINIF 7. ÜNİTE

 BİYOGRAFİ (Yaşam öyküsü)

Siyaset, bilim, spor, sanat gibi alanında tanınmış insanların hayatını; bilgi, belge ve tanıklara dayanılarak gerçekçi bir şekilde anlatan öğretici metinlere biyografi denir. 

Biyografinin özellikleri 

Önemli: Eski Yunan edebiyatında Plutarkhos tarafından kaleme alınan “Hayatlar” ilk biyografi türünde yazılmış eser olarak kabul edilir.

William Roper’in Sir Thomas More’un Hayatı

James Boswell’in Samuel Johnson’un Hayatı,

Stefan Zweig’ın Üç Büyük Usta önemli biyografi eserleridir. 

Türk Edebiyatında Önemli Biyografiler 

Namık Kemal – Evrak-ı Perişan (Tanzimat Dönemi)

Recaizade Mahmut Ekrem – Kudemadan Birkaç Şair (Tanzimat Dönemi)

Muallim Naci – Osmanlı Şairleri (Tanzimat Dönemi)

Süleyman Nazif – Mehmet Âkif (Serveti Fünun Dönemi)

İlhan Geçer – Cahit Sıtkı Tarancı (Cumhuriyet Dönemi)

Behçet Necatigil – Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (Cumhuriyet Dönemi)

Ahmet Hamdi Tanpınar – Yahya Kemal (Cumhuriyet Dönemi)

Mithat Cemal Kuntay – Namık Kemal (Cumhuriyet Dönemi)

Ahmet Rasim – İlk Büyük Muharrirlerden Şinasi (Cumhuriyet Dönemi)

Yakup Kadri Karaosmanoğlu – Atatürk (Cumhuriyet Dönemi)

Beşir Ayvazoğlu – Yahya Kemal (Cumhuriyet Dönemi)

İhsan Işık – Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi (Cumhuriyet Dönemi) 

Otobiyografi (Öz yaşam öyküsü)

Yazarın kendi yaşamını, yaptıklarını, başarılarını, eserlerini kendi kalemiyle anlattığı yazı türüdür. 

Otobiyografinin özellikleri

 

Dünya edebiyatında önemli otobiyografi örnekleri

Türk edebiyatında önemli otobiyografi örnekleri 

Biyografi ile Otobiyografinin Karşılaştırılması

ÖNEMLİ: Bazı romanlar, biyografi bazıları da otobiyografi türünden yararlanmıştır. Bu tarzda yazılan eserlere biyografik/otobiyografik roman denilmiştir. 

Oğuz Atay’ın Bir Bilim Adamının Romanı (Mustafa İnan) adlı eseri biyografik roman türünde yazılmıştır.

Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romanı ise otobiyografik roman özelliği gösterir. 

 

Monografi

Monografi ele alınan bir konunun bazı yönleri üzerinde özel bir görüşle derinlemesine yapılan incelemeleri yansıtan yazılara monografi denir.

 

Monografinin Özelikleri

 

 

Mehmet Akif Ersoy ile ilgili bir çalışmada “Akif’in eserlerinde ahlak anlayışı” üzerine derinlemesine bir araştırma yapılmak istendiğinde monografi türünde bir çalışma ortaya çıkar. Yine Yunus Emre ile ilgili bir çalışmada çalışma sadece “Yunus Emre’nin insan sevgisi” konusunda derinlemesine bir araştırmaya yönelirse monografi türüne örnek olur.

 

Öz geçmiş / CV:

Kişinin, iş başvurusu yaptığı kuruma verilmek üzere elde ettiği bilgi, beceri ve tecrübeleri, öğrenim durumunu, iş tecrübelerini eksiksiz bir şekilde kendi ağzından anlattığı yazı türüdür. 

Hâl Tercümesi:

Osmanlı Dönemi’nde kaleme alınan bu tür daha çok öz geçmiş özelliği gösteren eserlerdir. Tercüme-i hâl olarak da adlandırılırlar. 

Portre:

Bir kişiyi ayırt edici yönleriyle tanıtmayı amaçlayan yazılardır. Fiziksel ve ruhsal olmak üzere ikiye ayrılır. Birçok portrede hem fiziksel hem de ruhsal portre birlikte yer alır. 

Fiziksel Portre:

Kişiyi yalnızca dış görünüşüyle yansıtmaya çalışan portredir.

Ruhsal Portre:

Kişinin iç dünyasını, duygularını, düşüncelerini, huy ve karakter özelliklerini anlatmaya çalışan portredir. 

 

Fiziksel portre örneği şu şekildedir:

Ahmet, uzun boylu, geniş omuzlu, iri suratlı, ensesine kadar uzun saçlı, koca elli, uzun kollu cüsseli bir adamdır. Ensesi kalın, yüzü yuvarlak, burnu büyük, gözleri iri ve mavi, saçları sarı, kaşları yay gibidir. Bakışları delicidir.

Yuvarlak yüzündeki iki iri gözünden biri diğerine göre daha küçüktür. Sürekli seğiren bir gözü ve iki kolunun dirseklerden itibaren hafif dışarı da olması, yürüyüşünün sert ve hızlı olması, ceketini omuzlarına atışı onu külhanbeyi gibi gösterir.

Ruhsal portre örneği şu şekildedir:

Mehmet, içine kapanık, sessiz, çevresiyle iletişi olmayan bir kişidir. Sorunca söyler, üzerine vazife olmayan işlere karışmaz. Onun bu çekingenliği sosyal hayatını da etkiler. Köy meydanlarındaki kahvelerde, bir köşeye sinerek, saatlerce düşünür durur.

Önündeki gazeteleri okur gibi yaparak, gözleri dalgın, mahzun bir şekilde etrafı seyreder. Hüzünlü, melankolik hali nedeniyle kimse ona ilişmez. Karamsar hayatı boyunca bir çift kelimesi, çay verdir. Çayı içerken, yüzünde hafif bir tebessüm ve mutluluk işaretleri belirir.

 

 

 

 

 

 

Tezkire: 

Divan edebiyatında önemli kişilerin yaşamlarından, eserlerinden söz eden düzyazı türüne tezkire denir. 

Tezkirelerin Özellikleri

Mukaddime: Eserin yazılma amacının belirtildiği ve eserin sunulduğu kişinin övüldüğü bölümdür.

Asıl metin bölümü: Hakkında bilgi verilen kişinin eserleri, yaşamı ve edebi kişiliği hakkında yapılan değerlendirmelerin bütünüdür. Eserin asıl konusu bu bölümde yer alır.

Hâtime: Dualar ve af dilemeyle sona eren bu bölümde eserin yazılış süreci ve bitiş tarihi belirtilir.

Önemli:

Türk edebiyatındaki ilk tezkire: Ali Şir Nevai (Çağatay şairi) – Mecalisü’n Nefais

Anadolu sahasında yazılan ilk tezkire: Sehi Bey – Heşt Behişt

Latîfî’nin Tezkiretü’ş-Şuarâ,

Ahdî’nin Gülşen-i Şuarâ,

Âşık Çelebi’nin Meşâirü’ş-Şuarâ,

Kınalızâde Hasan Çelebi’nin Tezkiretü’ş-Şuarâ Türk edebiyatındaki diğer önemli tezkire örnekleridir.

Gülşen-i Şuarâ: Ahdi’nin Kanuni Sultan Süleyman ve II. Selim döneminin şairlerinin yanı sıra Bağdat ve İran’da yetişen Türk şairlerinin de yaşamlarını, eserlerini ve edebi kişiliklerini anlattığı önemli bir tezkire örneğidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

10. SINIF 3. ÜNİTE

DENEMELER SAYFA 64

10. SINIF 5. ÜNİTE