İKİNCİ YENİ SONRASI TOPLUMCU ŞİİR
İKİNCİ YENİ SONRASI TOPLUMCU ŞİİR (1960-1980)
Toplumcu gerçekçi şairler, Marksist felsefeyi benimsemişler; halkın sorunlarını, acıları, sıkıntıları anlatan; karamsarlık yerine halka umudu, yaşama direncini aşılayan şiirler yazmışlardır.
“Yeni Gerçek”, “And”, “Halkın Dostları”, “Militan” gibi dergiler etrafında toplanan şairler şiir anlayışlarını ve ideolojilerini bu dergilerde açıklamaya çalıştılar. Başlangıçta kendileri de etkilenmekle birlikte, kapalı, soyut, imgeli İkinci Yeni şiirini eleştirmişlerdir.
Marksist felsefeyi benimseyen, toplumcu gerçekçi (sosyalist gerçekçi) bir bakış açısıyla şiirler yazan şairlerden Ataol Behramoğlu, İsmet Özel, Süreyya Berfe ve Özkan Mert, 1969’da Ant dergisinde “Toplumcu Genç Şairler Savaş Açıyor” başlıklı söyleşiyle İkinci Yeni Şiirine karşı çıkmış ve toplumcu bir şiir anlayışını savunmuşlardır.
Umut ve yarına inanç, direnme ve isyan” konuları şiire hâkimdir.
Açık anlatım tercih edilmiştir.
Şiirde şekil unsurlarından çok içeriği, anlamı önemsemişlerdir.
Sosyal temaları daha etkileyici hale getirmek için “slogan” üslubundan yararlanılmıştır.
Şiir, toplum bilincini uyaran ve toplumu dönüştüren bireysel bilincin sesidir.
Şiir, sosyal ve politik sorunlar karşısında bireyin eleştirel duruşunu ve özgürlük arayışını yansıtmalıdır.
İSMET ÖZEL (1944)
Edebi Kişiliği
İkinci Yeni sonrası toplumcu şiirin öncü kişilerindendir.
İlk dönem şiirlerinde “Marksist” düşünceden beslenir. Devrimci duygularla emekçi sınıfın mücadelesini, haksızlıkları, halkın sorunlarını ve haksızlıkları işler. “Evet İsyan”, “Geceleyin Bir Koşu”, “Cinayetler Kitabı” isimli eserleri bu dönemin ürünleridir. Bu eserler, toplumcu şiir çizgisinde yazılmış şiirlerinin toplandığı kitaplardır.
İkinci dönem sanat anlayışında (1970’den sonra) toplumcu çizgiden ayrılıp mistisizm ve dini duyarlılığa yönelir. İnsanın varoluş sorunlarını irdeler. “Erbain” ve “Celladıma Gülümserken” bu dönemin eserleri olarak ön plana çıkar.
Gizemli, özgün, imgeli, güçlü şiirler yazmaya çalışır. Mısralarını özenle seçer.
Sanatının her iki döneminde de isyan, öfke ve başkaldırı görülür. Şiirlerindeki bazı dizeleri slogan şeklinde kaleme alır.
İsmet Özel, T.S. Eliot, Ezra Pound gibi Batılı şairleri okuyarak kendisini geliştirir.
İmgede radikalleşen İsmet Özel, sözcük seçimi ve kullanımında da son derece titiz davranır. Şiirleri yoğun bir şiir işçiliği gerektiren zekâ ve kurguya dayanır.
Kafiye, redif gibi şiirin ahenk unsurlarından yararlanan İsmet Özel, şiirlerinde kelime oyunlarına başvurur.
Türkçeye hâkimiyetiyle de ön plana çıkar.
Fikir yazıları kaleme alan İsmet Özel, yazın hayatında 22 deneme, mektup, söyleşi, 9 şiir ve 5 çeviri kitabına imza atar.
Eserleri
Şiir
Erbain
Bir Yusuf Masalı
Cinayetler Kitabı
Evet İsyan
Geceleyin Bir Koşu
Celladıma Gülümserken
Deneme
Şiir Okuma Kılavuzu
Taşları Yemek Yasak
Zor Zamanda Konuşmak
Bakanlar ve Görenler
Şairin Devriye Nöbeti
Tavşanın Randevusu
Surat Asmak Hakkımız
ATAOL BEHRAMOĞLU (1942)
Edebi Kişiliği
1960 Sonrası toplumcu şiirin önde gelen şairlerindendir.
Rusçayı mükemmel derecede bilir. Rus dili ve edebiyatı alanında profesör unvanına sahiptir.
İlk dönem yani gençlik döneminde yazdığı şiirlerinde Garipçiler, İkinci Yeni akımı ve Atilla İlhan’ın etkisinde kalır. Sonraları toplumcu şiir anlayışını benimser. İşçi sınıfı, siyasi mücadele veren insanların duygu dünyaları, sosyal sorunları anlatır.
Şiirlerinde günlük konuşma dilini kullanır ve yalın anlatımı esas alır.
Hayattan soyutlanmış pasif sanat anlayışının karşısında pozisyon alır.
1965-1971 yılları arasındaki şiirlerinde toplumcu, etkin bir edebiyat anlayışının örnekleri yer alır.
Şair kimliğinin yanı sıra çevirmen kimliğiyle de öne çıkar. Puşkin, Gorki, Çehov gibi ünlü kişilerin eserlerini Türkçeye çevirir.
“Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var” şiiriyle geniş topluluklarca sevilir.
Kardeşi Nihat Behram ile “Militan” dergisini, İsmet Özel ile de “Halkın Dostları” dergisini çıkarır.
Şiirleri, İngilizce, Yunanca, Sırpça, Macarca, Bulgarca gibi birçok dilde yayımlanır.
Ataol Behramoğlu, ayrıca Asya-Afrika Yazarlar Birliği’nin Uluslararası Lotus Edebiyat Büyük Ödülü’nün de sahibidir.
Eserleri
Şiir
Bir Ermeni General
Bir Gün Mutlaka
Yolculuk Özlem ve Kavga Şiirleri
Ne Yağmur Ne Şiirler
Eski Nisan
Kuşatmada
Bebeklerin Ulusu Yok
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var
Gezi
Başka Gökler Altında
Yurdu Teninde Duymak
Deneme
Yaşayan Bir Şiir
Mekanik Gözyaşları
Kardeş Türküleri
REFİK DURBAŞ (1944)
Edebi Kişiliği
1960 Sonrası toplumcu şairlerindendir.
Şiir yaşamına İkinci Yeni çizgisinde başlar. Sonraki zamanlarda toplumcu şiire yönelir.
Anlama da biçime de önem veren Refik Durbaş, kendine has bir dille eserlerini oluşturur. Benzetmeleriyle de dikkat çeker.
Eserlerin başından itibaren tavrını ortaya koyar.
İşçi kızların, çarşıların, pazar yerlerinin, memleketinden ayrılıp gurbette ekmek kavgası veren kişilerle çay evlerinin yaşam serüvenini şiire yansıtan kişi olarak bilinir.
Şiirlerinde günlük konuşma dilinin içine ustaca yerleştirilen eski sözcükler kullanır.
Çocuk şiirleri yazar.
“Çırak Aranıyor” şiiriyle 1979 Yeditepe Şiir Armağanı’nı, “Nereye Uçar Gökyüzü” ile 1983 Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü, “Menzil” şiiriyle de 1993 Halil Kocagöz Şiir Ödülü’nü alır.
Eserleri
Şiir
Kuş Tufanı
Çaylar Şirketten
Hücremde Ayışığı
Denizler Sincabı
Kırmızı Kanatlı Kartal
Nereye Uçar Gökyüzü
Geçti mi Geçen Günler
Menzil
Tilki Tilki Saat Kaç
İki Sevda Arasında Kara Sevda
Düşler Şairi
İstanbul Hatırası
Adresi Uçurum
NİHAT BEHRAM (1946)
Edebi Kişiliği
İkinci Yeni sonrası toplumcu gerçekçi şairlerden olan Nihat Behram, toplumcu şiirin ustaları arasında yer alır.
Şiirlerinde toplumcu içerikle kavgacı üslup ön plandadır.
Siyasi içerikli yazılarıyla bilinir.
Toplum ve doğayı şiirlerinde bolca işler.
Sözcük dağarcığının genişliğiyle dikkat çeker.
Ağabeyi Ataol Behramoğlu ile “Militan” dergisini çıkarır.
“Özlemin Kadar” şiiri ile büyük ses getirir.
Günümüze kadar 12 şiir yayımlanmış olan Nihat Behram’ın 12 Mart’ı yansıtan şiirleri de dikkat çekicidir.
Eserleri
Şiir
Hayatımız Üstüne Şiirler
Fırtınayla Borayla Denenmiş Arkadaşlıklar
Hayatı Tutuşturan Acılar
Dövüşü Dövüşe Yürünecek
Savrulmuş Bir Ömrün Günlerinden
Kundak
Yalın Yürek
Roman
Gurbet
Kız Ali
Anı
Darağacında Üç Fidan
Ses Verip Sır Vermeyen Bir Yiğit
SÜREYYA BERFE (1943)
Edebi Kişiliği
İkinci Yeni hareketi sonrası toplumcu gerçekçi şairlerdendir.
Edebiyat dünyasına İkinci Yeni akımına yakın şiirlerle adım atıp sonraları sosyal içerikli, duygulu ve buram buram Anadolu kokan şiirler yazar.
İlk şiirlerinde İkinci Yeni hareketinin etkisinde kalarak soyutlamalara başvurur.
1965’ten sonra toplumcu ve halkçı şiirler yazar. Bu devirde düzyazıya yönelen şiirler kaleme alır. Bu şiirlerinde insanlarla dertleşmeyi amaçlar.
İlk şiir kitabı olan “Gün Ola”, Anadolu’ya yönelişin ürünü olup eserde köy ve kasabalardaki halkın türkü ve deyişleri önemli oranda yer alır.
Halk şiirinin olanaklarından faydalanarak gerçekçi temaları samimi ve sıcak bir ortam içinde vermeyi başarır.
Şiirlerinde nükteli söyleyiş ve kısa cümleler dikkat çeker.
Çocuk kitapları da kaleme almış olan Süreyya Berfe metin yazarlığı da yapar.
“Gün Ola” şiirinde Anadolu’nun bir köyündeki durum ve koşulları anlatır. Eserde Nazım Hikmet’in de etkisi görülür.
“Hepsi O Kadar” şiiri Ece Ülker tarafından bestelenir.
Süreyya Berfe, 1966’da TMTF Kültür Yarışması Şiir Dalı Birincilik Ödülü’nü; 1991’de Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü; 2002’de Behçet Necatigil Şiir Ödülü ile Orhan Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nü 2011 yılında da Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü’nü kazandı.
Eserleri
Şiir
Gün Ola
Nabiga
Hayat ile Şiir
Savrulan
Ufkun Dışında
Şiir Çalışmaları
Foklar Söyledi Ben Yazdım
Seni Seviyorum
Çıkrık
HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL (1927-1984)
Edebi Kişiliği
Toplumcu gerçekçi şiir anlayışının önde gelen temsilcilerindendir.
Kırsal kesimde yaşayan kişilerin sorunlarıyla işçilerin sorunlarını eserlerinde işler. Bunları dile getirirken halk edebiyatı öğelerinden yararlanır.
“Kavel, Kızılırmak, Temmuz Bildirisi” adlı şiir kitaplarıyla toplumcu şiire yeni örnekler vermiştir.
Kendine özgü şiir anlayışıyla çağdaş bir Pir Sultan Abdal olmayı arzulamış, halk şiirinin yergi ve mizah ögelerini başarıyla kullanmıştır.
Çocuklar için eserler oluşturur.
Hikâyeleri mizahi özellikler taşır. Mizah dergilerinde yayımlanmış mizah hikâyelerinden bazıları Hüseyin Korkmazgil ismiyle bazılarını yalnızca Korkmazgil soyadını kullanarak üç kitapta topladı.
“Kavel” adlı kitabıyla 1964 Yeditepe Şiir Armağanı’nı; “Kızılkuğu” eseriyle TRT’nin 1970 Sanat Başarı Ödülü’nü; “Filizkıran Fırtınası” eseriyle Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü’nü ve Nevzat Üstün Şiir Ödülü’nü kazandı.
Eserleri
Şiir
Temmuz Bildirisi
Kavel
Kızılırmak
Acıyı Bal Eyledik
Haziranda Ölmek Zor
Acılara Tutunmak
Filizkıran Fırtınası
Işıklarla Oynamayan
Tohumlar Tuz İçinde
Mizahi Hikâye
Made in Türkey
Bıyıklar Konuşuyor
Öhhöö!
Gezi
Bağdat Basra Yollarında
AHMET ARİF (1927-1991)
Edebi Kişiliği
Nazım Hikmet çizgisinde toplumcu gerçekçi şiirler yazar.
Şiirlerinde hep ezilen insanı ve ezilenlerin kardeşliğine vurgu yapar.
Türkçeyi en iyi kullanan şairlerin başında gelir.
Şiirlerinin birçoğunu türkülere dayandırır.
“İmge Ustası” olarak tanınır. Bu konuda genç şairlere örnek olur.
Özgün, ezgili, çağdaş şiirler kaleme alır.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan insanları duygusal ve acıklı bir şekilde anlatır.
Lirik, epik ve koçaklama tarzını kusursuz bir kurguyla kullanarak özgün, tutkulu ve bir o kadar da ezgili şiirler yazar.
En çok hapishane atmosferi, özgürlük, dayanışma, özlem, umut, korkusuzluk, çaresizlik, halkın çilesi, baskılar, yiğitlik, sevda, özgürlük, başkaldırı gibi konuları işlemiştir.
Toplumcu şiirlerden oluşan “Hasretinden Prangalar Eskittim” tek kitabı olarak bilinir.
Günümüz şiiri üzerinde büyük etki oluşturur.
Şiirlerinin çoğu bestelenir.
Eserleri
Şiir
Hasretinden Prangalar Eskittim
Yurdum Benim Şahdamarım: Daha önceki eserinde yer almayan şiirleri 2003’te yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder