TOPLUMCU GERÇEKÇİ ROMAN
CUMHURİYET DÖNEMİ TOPLUMCU GERÇEKÇİ ROMAN ÖZELLİKLERİ
*Toplum için sanat anlayışı benimsenmiştir.
*Sosyal realizmden etkilenilmiştir.
*Marksizm, sosyalizm ideolojileri benimsenmiştir.
*Gözleme dayalı bir anlatım söz konusudur.
*Toplumsal sorunlar çıkış noktası
*Eserler konuşma diliyle yazılmıştır. Kahramanları yaşadıkları çevrenin ağız özellikleriyle konuşturulmuştur.
*Pek sağlam bir kurgu yoktur.
*Halkı aydınlatma esastır.
*Köy hayatı eserlerde fazla işlenmiştir. Köye ve köylüye yönelme anlayışı benimsenmiştir.
* Büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemlerin üzerinde durulmuştur.
ROMANLARDAKİ TEMEL ÇATIŞMALAR
Ağa-köylü, Aydın-cahil
Öğretmen- imam, İlerici- gerici
Halk-yönetici,
Patron-işçi
Zengin-fakir
Kapitalist-sosyalist
Güçlü- güçsüz
SADRİ ERTEM (1898-1943)
Edebi Kişiliği
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda toplumcu-gerçekçi anlayışla eser veren roman ve hikâye yazarlarındandır.
Eleştirel gerçekçi akımın etkisinde eserlerini oluşturan Sadri Ertem, edebiyatın çeşitli sorunlarına maddeci felsefenin etkisinde yaklaşır.
Eserlerinin konularını, işçilerin hayatları, sömürülmeleri, ağa-tüccar sömürü düzeni ve fabrika-işçi ilişkileri gibi toplumsal sorunlar oluşturur.
Edebiyatın görevinin emekçi kesimi bilinçlendirmek olduğunu savunur.
Atatürk ilkelerini toplumculukla bağdaştırmaya çalışır.
Duygusallıktan ve psikolojik derinlikten uzak, bütün gücünü düşüncelerden alan bir anlatımı vardır.
Eserlerinde sanat kaygısı taşımaz. Yapıtları bilgilere dayalı bir gerçeklik anlayışı içerisinde açıklar. Biçim kaygısından uzak olan eserlerinde yalın anlatım öne çıkar.
“Yeni Gün” ve “Hâkimiyet-i Milliye” gazetelerinde yazı işleri müdürlüğü görevlerini üstlenir.
Ertem, birçok dergi ve gazetede hikâye ve incelemeler yayımlar.
Bazı yapıtları Rusça, Fransızca, Almanca, İngilizce, Yunanca, Çince ve Arapçaya çevrilir.
Türk edebiyatında işçi sorunlarından söz eden ilk eserler olan “Bacayı İndir Bacayı Kaldır” öyküsü ile “Çıkrıklar Durunca” romanını yazar. Bu eserlerde fabrikadan çıkan ithal kumaşların yerli dokumacılığı yok etmesini ve bunun sonunda oluşan işsizliği işler. “Çıkrıklar Durunca” toplumcu-gerçekçi roman türünün ilk örneği kabul edilir.
“Bir Varmış Bir Yokmuş” romanında Tanzimat’la başlayan kapitülasyonların yol açtığı felaket ve sarsıntıları anlatır.
“Düşkünler”: Romanında Tanzimat’la başlayan yüksek sınıf memur bürokrasisinin zamanla nasıl yozlaştığını dile getirir.
“Yol Arkadaşları”: Batı Anadolu’da yer alan bazı kasaba ve şehirleri anlatır.
Düşkünler: Osmanlıdaki eski devlet adamları kalmadı
Eserleri
Roman
Bir Varmış Bir Yokmuş
Çıkrıklar Durunca
Yol Arkadaşları
Düşkünler
Öykü
Korku
Silindir Şapka Giyen Köylü
Bacayı İndir Bacayı Kaldır
Bir Şehrin Ruhu
Bay Virgül
ORHAN KEMAL (1914-1970)
Orhan Kemal 1940 sonrası toplumsal gerçekçiliğin öncüsüdür.
Yapıtlarında Adana ve Çukurova bölgesindeki işçi çevrelerini, sanayileşen Türkiye’nin toplumsal yapısını, köyden kente göçün getirdiği sorunları, ezilen köylüleri, toprak ağalarını gerçekçi bir üslupla işlemiştir.
İşçiyi anlatan yazardır. Kendisi de işçidir.
Karşılıklı konuşma tekniğini başarıyla uygulamıştır.
“Ekmek Kavgası” hikâyesi ve “Baba Evi” romanlarıyla tanınmıştır.
“Murtaza” (gece bekçisi) onu geniş halk kitlelerine tanıtmıştır.
Baba Evi, Avare Yıllar, Cemile, Dünya Evi romanları kendi hayatından izler taşır.
Bereketli Topraklar Üzerinde: İflahsızın Yusuf, Köse Hasan, Pehlivan Ali
Hanımın Çiftliği: Güllü (Serap Hanım), Ramazan, Muzaffer Bey, Habip
Eserleri:
Hikâye: Ekmek Kavgası, Çamaşırcının Kızı, 72. Koğuş, Sarhoşlar, Grev, Arka Sokak, Kardeş Payı, Babil Kulesi, Dünyada Harp Vardı, İşsiz, Önce Ekmek
Roman:
Baba Evi, Murtaza, Eskicinin Oğulları, Avare Yıllar, Cemile, Bereketli Topraklar Üzerinde, Hanımın Çiftliği, Suçlu, Devlet Kuşu, Vukuat Var, Gâvurun Kızı, Dünya Evi…
Hatıra: Nazım Hikmet’le Üç Buçuk Yıl
Tiyatro: İspinozlar, 72. Koğuş
YAŞAR KEMAL (1922-2015)
Kemal Sadık Gökçeli asıl adı
Hikâye ve romanlarında daha çok Çukurova yöresini ve buralardaki insanların yaşantısını (folkloru) anlatmıştır.
İnsanın doğayla olan ilişkisini, tutkularını, düşlerini destansı ve şiirsel bir dille sergilemiştir.
Eserlerinin çoğunda Anadolu efsanelerinden, halk hikâyelerinden yararlanmıştır.
Eserlerinde yöresel isim ve deyimler gibi halk dilindeki sözleri kullanmıştır.
Haksızlığa karşı çıkan, eşkıya karakterinin çizildiği bir gencin hikâyesi olan “İnce Memet” eseriyle Nobel Ödülü’ne aday gösterilmiştir.
Neşat Ertaş’a Bozkırın Tezenesi unvanını vermiştir.
Teneke: Çeltik Ağaları, Köylü, Kaymakam
İnce Memet: Ağalara karşı köylünün yanında olan eşkıya
Dağın Öte Yüzü Serisi: Orta Direk, Ölmez Otu, Yer Demir Gök Bakır
Bir Ada Hikâyesi Serisi: Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, Karıncanın Su İçtiği, Tanyeri Horozları, Çıplak Ada Çıplak Deniz
Akçasazın Ağaları Serisi: Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yusufcuk Yusuf
Kimsecik Serisi: Yağmur Kuşu, Kale Kapısı, Kanın Sesi
Denizi Anlattığı Romanları: Al Gözüm Seyreyle Salih, Deniz Küstü, Kuşlar da Gitti
Çocuk Edebiyatı: Filler Sultanıyla Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Efsane Romanları: Üç Anadolu Efsanesi, Ağrı Dağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi
Eserleri:
Roman: Teneke, İnce Memet, Orta Direk, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca, Yusufcuk Yusuf, Deniz Küstü, Kale Kapısı, Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Hikâye: Sarı Sıcak, Çukurova Yan Yana, Bir Bulut Kaynıyor, Yanan Ormanlarda
Efsane: Üç Anadolu Efsanesi (Köroğlu, Alageyik, Karacaoğlan), Ağrı Dağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi
KEMAL TAHİR (1910-1971)
Tarihi ve köy romanlar yazmıştır.
Kişileri şiveleriyle konuşturmuştur.
Güçlü gözlem tekniğiyle sosyal sorunları işlemiş ve eleştirmiştir.
Eşkıyalığı hicveden hikâyeleri (Rahmet Yolları Kesti), cezaevi yaşamı, köy hayatı, Çankırı ve Çorum civarındaki yaşam, tarih, Kurtuluş Savaşı eserlerinin konusunu oluşturmuştur.
Anadolu’yu başarıyla gerçekçi bir şekilde ele alan bir Anadolu romancısıdır.
Tezli romancılığımızın gelişmesine katkısı olmuştur.
Kemal Tahir köyü duyduklarıyla yazar
Devlet Ana: Osmanlıyı anlatır. Köleci değil hümanist olduğunu savunur Osmanlının.
Esir Şehrin İnsanları: Milli mücadeleyi anlatır. Kamil Bey
Esir Şehrin Mahpusu: Milli mücadeleyi anlatır. Kamil Bey
Yorgun Savaşçı: Milli mücadeleyi anlatır. Cehennem Yüzbaşı (Cemil)
Kurt Kanunu (Atatürk’e yapılan suikast)
Yol Ayrımı: Demokrasiye geçiş 1924 Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrası (Seyh Sait İsyanı), 1930 Serbest Cumhuriyet Fıkrası (Menemen İsyanı)
Bozkırdaki Çekirdek: Köy Enstitüleri anlatılır.
Hür Şehrin İnsanları:
Çorum Üçlemesi: Yediçınar Yaylası, Köyün Kamburu ve Büyük Mal
Eserleri:
Roman: Yorgun Savaşçı(Cehennem Yüzbaşı), Devlet Ana, Esir Şehrin İnsanları, Sağırdere, Yol Ayrımı, Rahmet Yolları Kesti, Kurt Kanunu (Atatürk’e yapılan suikast)
Hikâye: Göl İnsanları
Anahtar Sözcükler:
Anadolu romancısı
Çankırı ve Çorum civarı
Köy hayatı, eşkıya hikâyeleri, cezaevi yaşamı
Yorgun Savaşçı, Devlet Ana, Esir Şehrin İnsanları
Köy konulu romanları: Sağırdere, Rahmet Yolları Kesti, Körduman, Yediçınar Yaylası, Köyün Kamburu, Karılar Koğuşu, Namusçular
Tarih konulu romanları: Devlet Ana
SABAHATTİN ALİ (1907-1948)
Edebiyatımızda toplumcu gerçekçi roman ve hikâye ile serbest nazım ve toplumcu şiirin öncülerindendir.
Asıl başarısını öykü ve romanlarıyla sağlamıştır.
Öykü ve romanlarında ezilen, yoksulluk çeken, sömürülen Anadolu insanını işlemiştir.
Aydın insanların halka bakış açısını ve halkı küçümsemelerini eleştirmiştir.
Kahramanları; çevresi, kültürü ve şivesiyle gerçekçi bir şekilde canlandırmada oldukça başarılıdır.
Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz ile “Marko Paşa” dergisini çıkarmıştır.
“Aldırma Gönül, Leylim Ley” bestelenmiş şiirleridir.
Kuyucaklı Yusuf: Kaymakam Selahattin, Şahinde, Muazzez, Yusuf-Şakir
Kürk Mantolu Madonna: Raif, Maria Puder
İçimizdeki Şeytan: Ömer-Macide
Eserleri:
Romanları: Kuyucaklı Yusuf, Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan
Hikâye: Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça Köşk
Şiir: Dağlar ve Rüzgâr, Kurbağaların Serenadı, Öteki Şiirler
Tiyatro: Esirler
NECATİ CUMALI (1921-2001)
Eserlerinde Anadolu ve Ege yöresindeki toplumsal yaşamı incelemiştir.
Kadın ve erkek ilişkisine değinmiştir.
Yapıtlarında günlük konuşma dilini kullanmıştır.
“Tütün Zamanı” adlı romanında İzmir’in Urla yöresindeki insanları, buraların törelerini ve kişiler arasındaki çatışmaları işlemiştir.
Eserler:
Roman: Tütün Zamanı, Acı Tütün, Aşk da Gezer
Hikâye: Susuz Yaz, Yalnız Kadın, Değişik Gözle, Ay Büyürken Uyuyamam
Şiir: Kızılçullu Yolu, Harbe Gidenin Şarkısı, Mayıs Ayı Notları, Güzel Aydınlık, Yağmurlu Deniz
Tiyatro: Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri, Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin
AZİZ NESİN (1915-1995)
Sabahattin Ali ile Marko Paşa, Alibaba, Zübük gibi marksist-siyasi mizah dergileri çıkarmıştır.
Siyasi ve mizah yazılarıyla tanınmıştır.
Hikâye, roman, fıkra, oyun, masal, hatıra ve gezi türlerindeki bütün yapıtları mizahi yapıtlardır.
Yapıtlarında ahlaksızlık, haksızlık, zulüm, ezilen insanlar, komiklikler, kötü tipler gibi sosyal ve siyasi konuları mizahi, alaycı ve yergici bir üslupla işlemiştir.
“Kazan Töreni”, “Fil Hamdi”, “Vatani Vazife”, “İnsanlar Uyanıyor” öyküleri; “Üç Karagöz” “Çiçu” tiyatro oyunlarıyla da ödüller kazanmıştır.
Eserleri:
Hikâye: Toros Canavarı, Fil Hamdi, Kazan Töreni, Vatani Vazife, İnsanlar Uyanıyor, Geriye Kalan, İt Kuyruğu, Bay Düdük, Deliler Boşandı, Mahallenin Kısmeti, Ölmüş Eşek, Hangi Parti Kazanacak, Havadan Sudan…
Roman: Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Zübük, Kadın Olan Erkek, Erkek Sabahat, Gol Kralı Sait Hopsait, Saçkıran, Şimdiki Çocuklar Harika…
Tiyatro: Çiçu, Üç Karagöz, Biraz Gelir misiniz, Bir Şey Yap Met, Düdükçülerle Fırçacıların Savaşı, Tut Elimden Rovni…
Şiir: Sondan Başa, Sevgiye On Ölüme Beş Kala, Kendini Yakalamak, Hoşçakalın, Sivas Acısı
Anı: Bir Sürgünün Hatıraları, Böyle Gelmiş Böyle Gitmez…
Masal: Memleketin Birinde, Hoptirinam, Uyusana Tosunum, Aziz Dededen Masallar
Fıkra: Nutuk Makinası, Az Gittik Uz Gittik, Merhaba…
Gezi: Duyduk Duymadık Demeyin, Dünya Kazan Ben Kepçe…
SAMİM KOCAGÖZ (1916-1993)
Sosyal gerçekçi köy romancılarımızdandır.
Sınıflar arası çıkar çatışmalarını, köylüleri, ezilen insanları işlemiştir. Ağalık ve tarımda makineleşme
Toprak sahibi zengin bir çiftçi(ağa) olması ve tahsilini İsviçre’de yapmış olmasına rağmen “köy romancısı” olması garipsenmiştir. Ege Bölgesi’ni anlatır.
Doludizgin ve Kalpaklılar romanlarında Kurtuluş Savaşı’nı işlemiştir.
Sam Amca, Yağmurdaki Kız, Alandaki Delikanlı, Mor Ötesi, Eski Toprak yapıtlarıyla ödüller almıştır.
Roman:
İkinci Dünya, Bir Şehrin İki Kapısı, Baskın
Yılan Hikâyesi, Bir Karış Toprak, Bir Çift Öküz romanlarında köyü ve köylüyü anlatır.
Doludizgin, Kalpaklılar: Milli Mücadeleyi anlatır.
İzmir’in İçinde (1960), Tartışma (1970), Mor ve Ötesi (1980) darbeler
On Binlerin Dönüşü: Demokrasi için mücadele eden üniversite gençliği verilir.
Hikâye: Sam Amca (Dünya Hikâye Yarışma Birincisi), Telli Kavak, Sığınak, Cihan Şoförü, Ahmet’in Kuzuları, Yolun Üstündeki Kaya…
Eleştiri: Roman ve Yazarlık Oyunu
İnceleme: Nasrettin Hoca
“Sam Amca”yı oluşturan öykülerde değişen üretim koşullarının ortaya çıkardığı sıkıntıları ele almıştır. Bu öykülere göre on çift öküzün on günde yapamayacağı işi bir günde yapan makineler toprağa hâkim olmakta, bir kısım insanların ekmeğini elinden almaktadır. Bu üretim araçlarına sahip olan zenginler işçileri sömürmekte, birbirine kırdırmaktadır.
TALİP APAYDIN
Şiir ve hikâyeden sonra roman yazmaya ağırlık vermiştir.
Eserlerinde köylüleri, yoksullar, işçileri ve kırsal kesim insanının yaşamını işlemiştir.
Toprağa Basınca, Yapılar Yapılırken Otobüs Yarışı, Tütün Yorgunu, Köylüler yapıtlarıyla ödüller almıştır.
Şiir: Susuzluk, Kırsal Sancı
Hikâye: Ateş Düşünce, Öte Yandaki Cennet, Koca Taş, O Güzel İnsanlar, Yolun Kıyısındaki İnsanlar, Yangın…
Roman: Sarı Traktör, Tütün Yorgunu, Yarbükü, Toprağa Basınca, Toz Duman İçinde, Emmioğlu, Ortakçılar, Ferhat ile Şirin, Vatan Dediler…
Anı: Bozkırda Günler, Karanlığın Kuvveti, Akan Sulara Karşı
Tiyatro: Bir Yol
Deneme: Bilgiden Bilince Eğitim
Vatan Dediler, Toz Duman İçinde, Köylüler romanlarında milli mücadeleyi anlatmıştır.
Sarı Traktör: tarımda makineleşme ve işsizlik
Define: Köylünün define bulup zengin olma hayali
Yarbükü: Köylülerin su sorunu
Emmioğlu, Kente İndi İdris: Köyden kente göç anlatılır
Yoz Davar: Köylünün hayvancılık sorunları
Tütün Yorgunu: Tütün eken köylünün sorunu
KEMAL BİLBAŞAR (1910-1983)
Edebi Kişiliği
Toplumcu-gerçekçi anlayışla eser veren yazarlardandır.
Türkçe öğretmenliği yapar.
Türk edebiyatında destanları andıran romanları ve Anadolu kasabalarının ruhunu yansıtan hikâyeleri ile tanınır.
Anadolu insanının gelenek, inanç, töre ve adetlerini, çağa ayak uyduramayan maddi sıkıntılar içerisinde bulunan köylülerin sorunlarını, mutsuz ve dertlileri roman ve hikâyelerinde işledi.
Dünya Savaşı’nın ardından çok partili sisteme geçildiği yıllarda demokratik ortamın yarattığı çelişkiler üzerinde durdu.
Doğu Anadolu köylüsünün geri kalmışlığını dile getirdi. Doğu Anadolu’daki feodal toplum yapısına eserleriyle ışık tuttu.
yüzyılda Osmanlılar ile birlikte Ruslara karşı mücadele eden Çerkezlerin yaşam şartlarını, geleneklerini bütün ayrıntılarıyla ele aldı.
Eserlerindeki olaylar daha çok Batı Anadolu’da (İzmir ve Bartın başta olmak üzere) geçmesine rağmen bütün Anadolu coğrafyasını eserlerinde işledi.
Refik Halit Karay ile başlayan memleket hikâyeciliği geleneğini devam ettirdi.
Eserlerinde gözlem önemli bir unsur olarak ön plana çıkar.
Ezilmiş kişilerin yaşamlarını anlatırken sade bir dil kullanan sanatçı özellikle geleneksel halk hikâyeciliği tekniğini kullandığı romanlarında destansı bir söyleyişi tercih eder.
Yoksul tabakayı, ezilmişleri anlatırken yer yer yöresel konuşmalara başvurur.
Yergici tutumuyla da bilinir.
Masal, meddah ve destansı anlatım özelliklerini eserlerinde birleştirmeye çalışır. Halk masalları ve deyişlere eserlerinde yer verir. Folklordan da yararlanır.
En önemli romanlarından olan “Cemo”da Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ağalık düzenini ve kadın-erkek ilişkisini konu edinir. Eser, yaşanmış bir aşk öyküsü bağlamında gelişir. Bu eseriyle Türk Dil Kurumu’nun Roman Ödülü’nü kazanır.
“Memo” eserinde Doğu Anadolu insanının dramını yansıtır.
“Şarkıcı Kız”, “Beyaz Rusya”, ve “Cemo” yazdığı film senaryoları arasında yer alır.
Eserleri
Öykü
Pazarlık
Cevizli Bahçe
Irgatların Öfkesi
Roman
Denizin Çağırışı: Psikolojik yabancılaşmanın Türk edebiyatındaki ilk örneğidir. Bir öğretmenin köyü bırakıp kente geçmesi sora kendi değerlerini kaybetmesi anlatılır.
Ay Tutulduğu Gece
Memo (tezli roman):
Cemo(tezli roman):
Başka Olur Ağaların Düğünü: Ağalık ve köyden kente göç anlatılır.
Bedoş: Kurtuluş Savaşı ele alınır.
Yonca Kız
Zühre Ninem
Kölelik Dönemeci: Osmanlının ekonomik sıkıntılarla azınlık ayaklanmaları anlatılır.
MAHMUT MAKAL
Edebi Kişiliği
Köy edebiyatı akımının öncü kişilerindendir. Hatta Bu akımı başlatan kişi olarak bilinir.
“Bizim Köy” romanıyla tanınır. Burada köy gerçeklerini sade, açık, herkesin anlayabileceği bir şekilde anlatır. Bu eseri, köy edebiyatını başlatan eser olarak kabul edilir. 1950 ve 1956 yıllarında UNESCO Dünya Kültürü Hizmet Ödülü’nü bu eseriyle alır.
1967’de UNESCO tarafından dünya gençliğine örnek bir insan olarak seçildi.
Eserlerinde bilhassa köy gerçeklerini anlatmaya çalıştığında oldukça sade bir dil kullandı.
Eserlerinden bazıları Fransızca, Macarca, Rusça, İtalyanca, Bulgarca, Lehçe, Romence ve İbranice gibi birçok dile çevrildi.
Köy gerçeklerini dile getirdiği eserleri üniversitelerde tarım ve ekonomi uzmanları ile sosyologların çalışmalarına konu oldu.
Köy kökenli birçok öğretmenin meydana getirdiği eserlerde Mahmut Makal’ın etkisi oldu. Talip Apaydın, Fakir Baykurt, Mahmut Yağmur gibi kişilerin ilk dönem yazılarında bu etki çok net görülür.
“Bizim Köy” romanı, öğretmenlik yaptığı Nurgöz köyü ile ilgili gözlemlerini içerir. “Varlık” dergisine gönderdiği mektup ve notlarını sonradan burada toplar.
Eserleri
Roman
Bizim Köy
Köyümden
Köye Gidenler
Kalkınma Masalları
Memleketin Sahipleri
FAKİR BAYKURT (1929-1999)
Edebi Kişiliği
Toplumsal gerçekçi anlayışı sürdüren sanatçılardandır.
Köy enstitüleri kökenli öğretmen yazarlar arasında yer alır.
Sanat hayatına şiirle başlar sonra hikâye ve romana yönelir.
“Yılanların Öcü” romanından sonra roman yazmaya başlar.
Romanlarında Türkiye’deki köylü yaşamını halkçı ve devrimci bir bakış açısıyla ele alır. Sosyal sorunlara değinir.
Kendisinin doğup büyüdüğü köyünü ve köyün sorunlarını anılarından yola çıkarak toplumcu-gerçekçi bir anlayışla işler. Köylünün bilincini, tepki ve çelişkilerini yansıtır.
Öykünün yazıldığı dönemin tarihsel, toplumsal renklerini ve özelliklerini içermesi gerektiğini savunur.
Olayları, kişilerin tutum ve davranışlarıyla birlikte verir.
Eseri, yaşanılan dönemin bir yansıması olarak görür. Yapıt; bir ayna, bir belge gibi olmalıdır, görüşünü savunur.
Köylünün bilinçaltını, köy hayatını eserlerinde işler.
Köy edebiyatı hareketinin en önde gelen sanatçısı sayılır.
Çocuklar için kitaplar kaleme alır.
Açık, basit, kolay anlaşılabilecek tasvirlerle Türk insanını anlatır.
Anlatımda yer yer mübalağa sanatına başvurur.
“Yılanların Öcü” romanında yıllar önce bir köyde geçmiş bir toprak kavgasını işler. Köyün kahramanı olan “Bayram”ın haklı mücadelesini eserde ön plana çıkarır.
“Kaplumbağalar” romanında Ankara’ya yakın Tozak köyünde Eğitmen Rıza, Muhtar Battal ve Kır Abbas’ın şahsında kurak topraklarla boğuşan Türk köylüsünün mücadelesini anlatır.
Fakir Baykurt, “Yılanların Öcü” romanıyla 1958 Yunus Nadi Roman Ödülü’nü; “Tırpan” romanıyla 1970 TRT Sanat Ödülü’nü, 1971 TDK Roman Ödülü’nü; 1980 Avni Dilligil Tiyatro Ödülü’nü; “Barış Çöreği” eseriyle 1984 Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü’nü; “Gece Vardiyası” öyküsüyle 1985 Alman Endüstri Birliği Yazın Ödülü’nü; “Yarım Ekmek” romanıyla 1997 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Bunlar başta olmak üzere yazın hayatında aldığı onlarca ödülle hatırlanır.
Eserleri
Roman
(Irazca Üçlemesi)
1-Yılanların Öcü : Irazca, Kara Bayram, Gelin(hamile), Torunu Muhtar ve Hacıali 2-Irazca’nın Dirliği 3-Kara Ahmet Destanı
Onuncu Köy
Keklik
Tırpan
Köygöçüren
Amerikan Sargısı: Köylünün Amerika’ya karşı bilinçlenmesi
Yarım Ekmek
Kaplumbağalar: Tozak Köyü- Öğretmen Rıza’nın köyü değiştirmesi
Öykü
Dikenli Tel
Çilli
Efendilik Savaşı
Karın Ağrısı
Anadolu Garajı
Can Parası
Gece Vardiyası
ABBAS SAYAR (1923-1999)
Edebi Kişiliği
Türk edebiyatında köy edebiyatının önde gelen romancılarından biridir.
Yazın hayatına şiirle başlar, sonra romana yönelir. Romanla tanınmaya başlar.
Roman ve öyküleri yöresel gözlemlere dayanır. Konuşmalara dahi bunu başarıyla yansıtır.
Eserlerinde genellikle Orta Anadolu’yu anlatır.
Yapıtları köy edebiyatı kategorisinde değerlendirilen Abbas Sayar, Türk köylüsünün yaşam koşullarının değiştirilmesi gerektiğini aydın ve politikacılara seslenir.
Eserlerinde halk dilinin zengin sözcük ve deyimlerinden faydalanır.
Şiirlerini 1992’de derleyip “Boşluğa Takılan Ses” ismiyle kitaplaştırır.
Halk şiirini anımsatan şiirleri bulunur.
İlk romanı “Yılkı Atı”nda yılkıya bırakılan bir atın doğa ile mücadelesini anlatır. Romanın kahramanları hayvanlardan oluşur. Abbas Sayar, burada aslında köy halkının yoksulluk ve çaresizliğini anlatır. Bu eser sonraki yıllarda filme uyarlanır. TRT’de sanat ödülü alır.
“Yılkı Atı” romanını yayımladıktan sonra ikişer yıl arayla romanlarını yayımlamayı sürdürdü. 1972’de “Çelo”, radyo oyununa uyarlandı. 1974’te “Can Şenliği”ni dizi şeklinde yayımladı.
Abbas Sayar, yazın hayatında birçok ödül aldı. 1971’de “Yılkı Atı” romanıyla TRT Roman Başarı Ödülü’nü; 1973’te “Çelo” eseriyle TDK Roman Ödülü’nü; 1975’te “Can Şenliği” eseriyle Madaralı Roman Ödülü’nü kazandı. 1999’da da Türkiye Yazarlar Derneği Ödülü’nü aldı. Ayrıca çeşitli kurum, kuruluş ve saygın kişilerden önemli plaketlere de layık görüldü.
Eserleri
Şiir
Sereserpe
Gönül Sandalı
Şey
Gibi
Esinti
Bolluğa Takılan Ses
Roman
Yılkı Atı
Çelo
Can Şenliği
Tarla Başı Salkım Saçak
Dikbayır
Öykü
Yorganımı Sıkı Sar
RIFAT ILGAZ (1911-1993)
Edebi Kişiliği:
1960’lardan sonra özellikle yazdığı mizahi romanlar ve oyunlarıyla tanınan önemli bir sanatçıdır.
Şiire tutkulu olan bir sanatçı olmasına rağmen, “öykü-oyun-roman” denilebilecek, güldürme öğelerini de içine alan karma bir tütün yazarı olarak tanınmış ve okunmuştur.
Yazdığı toplumcu şiirlerle isim yaptıktan sonra mizah yazarlığına geçen Rıfat İlgaz, 1940’a kadar romantik, 1940 sonrası yazdıklarında ise toplumsal gerçekçi bir özellik göstermiş ve bu kuşağın en tanınmış sanatçılarından olmuştur. Makro Paşa dergisini çıkarmıştır.
“Her şey açık açık söylenmelidir.” düşüncesi Rıfat İlgaz’ın şiir anlayışının temelidir.
Eserlerinde olaylara, gerçeklere büyük önem veren sanatçı siyasal ve ideolojik sorunları anlatmaktan çekinmemiş ve yazdığı eserlerini yalın bir dille, yapmacıksız bir üslupla anlatmıştır.
Mizah-öykü-roman gibi üç türü karıştırarak yazdığı gülmece eserleri yanında; şiirler, romanlar, anılar, çocuk kitapları kaleme alan sanatçının en tanınmış eseri Hababam Sınıfı serisidir.
1940-1950 yıllarında toplumcu şiirin önde gelen temsilcilerinden olmuştur.
Yoksul insanların yaşamını sorunlarıyla ele almıştır.
Toplumcu gerçekçiliği köy ve kent sorunsalında birleştirir.
Hem edebiyat yaşamında hem de kişisel yaşamda toplumcu bir tutum izlemiştir.
Özellikle “Hababam Sınıfı” romanıyla tanınmıştır.
Yapıtlarında yoksulların yaşamını, mizahi öğelerle yansıtmıştır.
Türk edebiyatının gülmece (mizah) ustalarındandır.
Son dönemlerinde anı ve çocuk edebiyatı alanlarına ağırlık vermiştir.
Stepne takma adı
Eserleri:
Roman:
Hababam Sınıfı,
Bizim Koğuş: Devlet hastanelerinin durumu
Karartma Geceleri: İkinci Dünya Savaşı yılları
Sarı Yazma:
Karadeniz Kıyıcığında: Otobiyografik eseri
Meşrutiyet Kıraathanesi, Yıldız Karayel, Hababam Sınıfı İcraatın İçinde
Öykü: Don Kişot İstanbul’da, Kesmeli Bunları, Radarın Anahtarı, Saksağanın Kuyruğu, Nerde O Eski Ustalar
Tiyatro: Hababam Sınıfı, Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, Hababam Sınıfı Uyuyor, Rüşvetin Alamancası
Şiir: Üsküdar’da Sabah Oldu, Karakılçık, Yarenlik, Sınıf, Yaşadıkça, Soluk Soluğa, Güvercinim Uyur mu, Kulağımız Kirişte, Ocak Katırı Alagöz
Anı: Yokuş Yukarı, Kırk Yıl Önce, Kırk Yıl Sonra, Biz de Yaşadık
ORHAN HANÇERLİOĞLU (1916-1991)
Edebi Kişiliği
Anadolu’nun sorunları ve metropollerde yaşayanların sıkıntılarını romanlarında ele alır.
Romanlarını birer büyük hikâye ölçüsünde daraltır, her birinde yeni biçim denemelerine girişir.
Romanlarının çoğu “ben” merkezlidir.
Ona asıl ününü kazandıran eseri “7. Gün” romanıdır. Eser, hikâye hacmindedir. Tevrat’tan Allah’ın dünyayı yarattığı yedi günle ilgili yerlerden alıntı yapar. Bu alıntıların altına bölümler halinde bir insanın yedi günlük hayatını anlatır. Eserde, Ömer adlı bir kişinin kişiliğinden ödün vererek o zamana dek kazandıklarını elinin tersiyle itmesi sonucu özgürlüğüne kavuşarak bilinçaltına yerleşmiş basit isteklerini hayata geçirmesini konu alır. Ömer, Rezzan, Sevgi, Işık, Gönül ve Necmettin roman kahramanları olarak ön plana çıkarlar.
İlk romanı olan “Karanlık Dünya”da ve dördüncü romanı olan “Ekilmemiş Topraklar”da Anadolu’nun sorunlarını ele aldı.
“Bordamıza Vuran Deniz”de Anadolu’dan gelip İstanbul’a yerleşen oldukça kalabalık bir ailenin yirmi yıl içinde çeşitli iş kollarına yayılışını anlatır.
Felsefe tarihi ile ilgili çalışmalar da yapar.
Eserleri
Roman
Büyük Balıklar
Karanlık Dünya
Ali
Ekilmemiş Topraklar
7. Gün
Bordamıza Vuran Deniz
Şiir
Kıvılcım
İnceleme
Düşünce Tarihi
Felsefe Sözlüğü
Yorumlar
Yorum Gönder