10. SINIF 2. TEMA GÜNLÜK PLAN

 

DERS:

Türk Dili ve Edebiyatı-10

SINIF:   

TARİH:

17 Kasım 2025- 16 Ocak 2026

TEMA

ADI /NO:

    2.TEMA: KELİMELERİN RİTMİ

 

TEMA DAĞILIMI :

 Metin Tahlili: Okuma Becerileri Alanı / Gazel,Saf Şiir  Dinleme/İzleme Becerileri Alanı / Söyleşi  Edebiyat Atölyesi: Konuşma Becerileri Alanı /  Podcast (Sesli Blog) Hazırlama        Yazma Becerileri Alanı /  Öğretici (Bilgilendirici) Metni Edebî Metne Dönüştürme

 

İÇERİK ÇERÇEVESİ:

 

“Kelimelerin Ritmi ” temasının içerik çerçevesi şu şekildedir:• Okuma • Yazma • Dinleme/İzleme               • Konuşma

ANAHTAR KAVRAMLAR:

Ritim, açık ve örtük ileti, gerçeklik, imge, sembol (simge), beyit, ahenk unsurları, ölçü, aruz, kafiye

EĞİLİMLER:

E1.1. Merak, E1.2. Bağımsızlık, E1.4. Kendine İnanma (Öz Yeterlilik), E1.5. Kendine Güvenme (Öz Güven), E2.1. Empati, E2.2. Sorumluluk, E2.3. Girişkenlik, E3.2. Odaklanma, E3.3. Yaratıcılık, E3.5. Açık Fikirlilik, E3.7. Sistematik Olma, E3.10. Eleştirel Bakma, E3.11.Özgün Düşünme

PROGRAMLAR ARASI BİLEŞENLER :

Sosyal-Duygusal Öğrenme Becerileri: SDB1.2. Kendini Düzenleme (Öz Düzenleme), SDB1.3. Kendine Uyarlama (Öz Yansıtma), SDB2.1. İletişim, SDB2.2. İş Birliği, SDB2.3. Sosyal Farkındalık, SDB3.3. Sorumlu Karar Verme

Değerler: D3. Çalışkanlık, D7. Estetik, D14. Saygı, D15. Sevgi, D19. Vatanseverlik

Okuryazarlık Becerileri: OB1. Bilgi Okuryazarlığı, OB2. Dijital Okuryazarlık, OB4. Görsel Okuryazarlık, OB5. Kültür Okuryazarlığı, OB6. Vatandaşlık Okuryazarlığı

Disiplinler Arası İlişkiler: Tarih, Müzik, Sosyoloji

Beceriler Arası İlişkiler:  KB2.20. Sentezleme, KB3.3. Eleştirel Düşünme

        ÖĞRENME

KANITLARI:

ÖLÇME

• Açık uçlu sorular • Kavram haritası • Öğrenme günlüğü • İnfografik metin • Karşılaştırma tablosu • Kısa cevaplı sorular • Çalışma kâğıdı • Çıkış kartı

 

 

 

 

 

ÖĞRETME-ÖĞRENME

YAŞANTILARI:

Temel Kabuller : Bu temada bilgilendirici metinler ile edebî metinler arasındaki farkların bilindiği varsayılır. Öğrencilerin edebî metinlerde ritim denince akla gelen kavramlar ve terimler ile kelime türlerinden zamir, edat, bağlaç ve ünlem konularında bilgi sahibi olduğu kabul edilir.

Ön Değerlendirme Süreci:  Öğrencilerin temaya ilişkin farkındalık düzeylerini tespit etmek için soru-cevap, kavram haritası, görsel okuma vb. yöntemler uygulanır.

Köprü Kurma:  Şiir ve bilgilendirici metinler hakkında ön bilgiler, bu temadaki metinlerin tahlilinin yapılmasına temel oluşturur. Toplumun tarihindeki önemli olayların edebiyatta da bir değişim ve dönüşüm meydana getirdiği belirtilerek tarih, psikoloji, sosyoloji disiplinlerinde öğrenilen bilgilerle bu temada öğrenilecek bilgiler arasında köprü kurulur.

 

 

 

FARKLILAŞTIRMA:

 

Zenginleştirme : Tema kapsamında tahlil edilen türlerde farklı metinler okutulup öğrencilerin bu metinleri tahlil etmeleri sağlanabilir. Derste tahlil edilen metinlerle ilgili eleştiri yazıları okutulup sınıfta tartışma gerçekleştirilebilir. Öğrencilerden divan edebiyatında gazelleri ile tanınmış sanatçıların seçkin şiirlerinin yer aldığı bir antoloji hazırlamaları istenebilir.

Destekleme:  Öğrencilere tema kapsamında tahlil edilen türlerle ilgili çeşitli videolar izletilebilir. “Bil Bakalım Bu Kimdir/Nedir?” oyunu oynatılarak dönemin önemli sanatçıları, eserleri vb. öğretilebilir.

 

 

 

 

ÖĞRENME ÇIKTILARI :

 

Metin Tahlili (Anlama)

Dinleme/İzleme

TDE1.1. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinlerde dinleme/izlemeyi yönetebilme

TDE1.2. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinlerde anlam oluşturabilme

TDE1.3. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinleri çözümleyebilme

TDE1.4. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinlere yönelik değerlendirmelerini yansıtabilme

Okuma

TDE2.1. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinlerde okumayı yönetebilme

TDE2.2. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinlerde anlam oluşturabilme

TDE2.3. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinleri çözümleyebilme

TDE2.4. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinlere yönelik değerlendirmelerini yansıtabilme

Edebiyat Atölyesi (Anlatma)

Konuşma

TDE3.1. Dilin ritimle ilişkili estetik yönünü kullanarak edebiyat alanında iz bırakmış şahsiyetlerin edebî yönünü yansıtan bir podcast (sesli blog) hazırlama sürecini yönetebilme

TDE3.2. Dilin ritimle ilişkili estetik yönünü kullanarak edebiyat alanında iz bırakmış şahsiyetlerin edebî yönünü yansıtan bir podcast hazırlamak için gerekli içeriği oluşturabilme

TDE3.3. Hazırlanan podcastleri sunarken kural uygulayabilme

TDE3.4. Hazırlanan podcastlere yönelik değerlendirmelerini yansıtabilme

Yazma

TDE4.1. Bilgilendirici bir metni edebî metne dönüştüreceği yazma sürecini yönetebilme

TDE4.2. Bilgilendirici bir metni edebî metne dönüştüreceği yazısına içerik oluşturabilme

TDE4.3. Edebî metne dönüştürdüğü yazısında kural uygulayabilme

TDE4.4. Edebî metne dönüştürdüğü yazısına yönelik değerlendirmelerini yansıtabilme

ÖĞRENME- ÖĞRETME YÖNTEM VE TEKNİKLERİ :

Kavram Haritası,Okuma Stratejileri ( Sesli Okuma,Sessiz Okuma,…) İçerik Tahmini,Okuma tiyatrosu,Sözlük Çalışması ( Söz Varlığımız) ,Hikaye Haritası,Çıkış Kartı,Görsel Metin Okuma,Sunum Hazırlama,Beyin Fırtınası, …

KULLANILAN EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ,                ARAÇ VE GEREÇLER :

Türk dili ve edebiyatı Meb  ders kitabı,sözlükler, yazım kılavuzu, atasözleri ve deyimler sözlüğü, etkileşimli tahta, işlenen konularla ilgili metinlerin yer aldığı bütün kaynaklar, edebiyat tarihi kitapları, ansiklopediler, internet, gazete ve dergiler,dijital araçlar…

DERS SAATİ:

45  ( Metin Tahlili / Anlama: 23 – Edebiyat Atölyesi /  Anlatma: 20 + 2 Okul Temelli Öğrenme )

 

 

TEMA – İÇERİK – SÜREÇ ANALİZİ

 Tema Çerçevesi :  “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan edebî türlerden ilki şiirdir. Bu türün Türk dili ve edebiyatındaki gelişiminde, şiir anlayışlarındaki estetik değişimin ritim bağlamındaki yansımalarında kelimelerin uyumu, ahenk ögeleri, söz varlığı vb. unsurların etkisinin belirlenmesi önem arz etmektedir. Bu amaçla tema çerçevesinde tahlil edilen edebî metinlerin estetik yönünün ahenk özelinde değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.

 İçerik  Çerçevesi:  “Kelimelerin Ritmi” temasının içerik çerçevesi şu şekildedir:

• Okuma

• Yazma

• Dinleme/İzleme

• Konuşma

  Süreç Çerçevesi: Okuma becerisinin geliştirilmesi için şiir anlayışlarındaki estetik değişimi ritim özelinde yansıtabilecek metinlere dikkat çekilir. Bunu yapabilmek için şiir türünde birer metin (gazel ve saf şiir) seçilir. Bu metinler üzerinden edebî metinlerin ahenk özellikleri ile kelimelerdeki ritim özelliklerinin yapıya, içeriğe ve üsluba katkısı ortaya konur.Yazma becerisinin geliştirilmesinde, bilgilendirici bir metni edebî metne dönüştürme çalışması yapılır.Dinleme/izleme becerisinin geliştirilmesinde çok modlu bir metin olarak söyleşi türünde bir metnin tahlili yapılır. Öğrencilerin dilin akıcı ve rahat söyleyişinin dinlediği/izlediği bilgilendirici metinlere nasıl yansıdığını fark etmeleri sağlanır.Konuşma becerisinin geliştirilmesinde edebiyat alanında iz bırakmış şahsiyetlerin edebî yönünü tanıtan bir podcast hazırlanır.

BECERİ ALANLARI KONU ANALİZİ

DERS KİTABINA GÖRE BECERİ ALANLARI

DERS İŞLENİŞ SÜRECİ  VE ÖĞRETME-ÖĞRENME UYGULAMALARI: ( 5E MODELİ )

 

1.)    Metin Tahlili (Anlama) : Okuma

TDE2.1. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinlerde okumayı yönetebilme

TDE2.2. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinlerde anlam oluşturabilme

TDE2.3. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinleri çözümleyebilme

TDE2.4. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinlere yönelik değerlendirmelerini yansıtabilme

METİN TAHLİLİ (ANLAMA) : OKUMA BECERİLERİ  DERS KİTABINA GÖRE DERSİN İŞLENİŞİ :

(5E Modeli) / 17 Kasım    05 Aralık   2025 / 3 HAFTA

 

1)     Giriş (Engage)  (Motivasyon – Dikkat Çekme – Ön bilgileri harekete geçirme)

Giriş

Öğretmen, öğrencilere ara tatilin nasıl geçtiğini sorarak derse giriş yapar. 2.tema “ kelimelerin ritmi”nin  genel hatları hakkında bilgi verir. Dersin işleniş sürecini kısaca açıklar.Varsa öğrencilerin sorularını cevaplar.Güzel bir eğitim ve öğretim süreci temennisiyle derse giriş yapar.

Görsellerin uyandırdığı duygular hakkında öğrenci görüşleri alınarak şiir konusuna giriş yapılır.(  Ders kitabından hareketle derse giriş yapılır.)

 

 

        Dikkati Çekme / Motivasyon

        Dikkat çekmek için  öğretmen, temaya başlamadan önce öğrencinin şiirde yapı unsurlarıyla   ilgili ön bilgilerini yoklamak amacıyla“beyin fırtınası,soru cevap ” tekniklerini kullanarak sınıfa şu soruları sorar:Okuduğumuz şiirlerde ritmi sağlayan unsurlar nelerdir?Şiirde ritim niçin önemlidir?

       Güdüleme

         Sevgili öğrenciler,  bu temada sizlerden şiir türünün Türk dili ve edebiyatındaki gelişiminde,şiir anlayışlarındaki estetik değişimin ritim bağlamındaki yansımalarında kelimelerin uyumu, ahenk ögeleri, söz varlığı vb. unsurların etkisinin belirlenmesine yönelik çıkarımlar yapabilmeniz, tahlil edilen edebî metinlerin estetik yönünü ahenk özelinde değerlendirebilmeniz,içerik ile söz varlığı arasındaki uyumu göz önünde bulundurarak Türk dili ve edebiyatındaki değişim

ve dönüşümün farkına varmanız beklenmektedir.

        Bu tema akışında sizlerden metin hakkındaki soruları cevaplamanız, ders içi ve ders dışı çalışmaları yapmanız, süreçle ilgili çalışmaları değerlendirmeniz, performans görevlerini yerine getirmeniz ve örnek soruları cevaplamınız beklenmektedir.

       Köprü Kurma /  Ön bilgileri harekete geçirme

Şiir ve bilgilendirici metinler hakkında ön bilgiler, bu temadaki metinlerin tahlilinin yapılmasına temel oluşturur. Toplumun tarihindeki önemli olayların edebiyatta da bir değişim ve dönüşüm meydana getirdiği belirtilerek tarih, psikoloji, sosyoloji disiplinlerinde öğrenilen bilgilerle bu temada öğrenilecek bilgiler arasında köprü kurulur.

    

2.) Keşfetme (Explore)

     

      “Toplumların tarihindeki önemli olaylar edebiyatta da bir değişim ve dönüşüm meydana getirir.”  Öğrenciler ,bu cümleden ve inceledikleri infografikten faydalanarak Türk edebiyatında farklı şiir geleneklerinin ortaya çıkmasının sebeplerini keşfeder.

 

3.) Açıklama (Explain)

 

      Hafta içinde işlenecek tema ve konuları,öğrenme çıktıları , işleniş stratejileri ve yararlanılacak materyaller hakkında kısa bir sunum yapılır.( Sunuş )

     Metin Tahlili: Okuma Becerileri Alanı / Şiir  türü üzerinde durulacaktır.( Ders işleniş sırası )

     Ders kitabında konuya giriş olarak verilen sorular ( hazırlık ) yanıtlanarak işlenecek konu üzerine öğrencilerin dikkati çekilecektir.( hazırlık,dikkat çekme ) 

     Etkinlik sırası ders kitabında belirtildiği gibi ( Okuma: Okumayı yönetebilme,birlikte öğrenelim,sıra sizde,anlam oluşturabilme,yansıtabilme,karşılaştırma,çözümleyebilme. Konuşma : Konuşmayı yönetebilme, içerik oluşturabilme, kural uygulayabilme, yansıtabilme. Dinleme / İzleme : Anlam oluşturabilme,karşılaştırma,birlikte öğrenelim,sıra sizde,çözümleyebilme,yansıtabilme.Yazma : Yazmayı yönetebilme, içerik oluşturabilme, kural uygulayabilme, yansıtabilme ) şekilde takip edilecektir.( etkinlik sırası )

 

 

 

 

 

 

 

 

4) Derinleştirme (Elaborate) :

 

 

OKUMA: ŞİİR GELENEĞİ

 

Öğrenciler,ders kitabındaki ( sayfa 89 ) infografi çalışmasını inceleyerek şiir gelenekleri ortaya konur.

 

ŞİİR GELENEKLERİ

 

                                       

 

DİVAN ŞİİRİ GELENEĞİ / DİVAN EDEBİYATI:

*Özellikle medreseden yetişen aydın kişilerin, Arap ve Fars (İran) edebiyatlarını örnek alarak oluşturdukları edebiyattır.

*Divan edebiyatına "Yüksek Zümre Edebiyatı (Havas Edebiyatı)", "Klasik Türk edebiyatı", “Eski Türk Edebiyatı”, “Osmanlı Türk Edebiyatı”, ”Saray Edebiyatı”  gibi isimler verilir.

*Şairlerin şiirlerini topladıkları "divan" isimli kitaplar nedeniyle daha yaygın olarak kullanılan isim "Divan edebiyatı"dır.

*13. yy.da başlamış, 16 ve 17. yy.larda gelişmiş ve 19.yy.a kadar devam etmiştir.

*Ayetler, hadisler, İslami bilimler, İslam tarihi, tasavvuf, İran ve Arap mitolojisi, peygamber kıssaları, evliya hikâyeleri, tarihi kişiler ve olaylar bu edebiyatın kaynaklarını oluşturur.

*Divan edebiyatı şiir ağırlıklı bir edebiyattır.

*Düz yazı ile oluşturulan eserler de mevcuttur.

*İnsanın iç dünyasına yönelik, soyut ve kitabi bir edebiyattır.

*Divan şiiri soyut, yüce ve ideal olana yönelik bir şiirdir.

*Bu şiirlerde somut ögelerden çok, soyut ögeler; gerçek güzellerden çok, hayalî güzeller; günlük hayatın gerçeklerinden çok, efsanelerin, tarihin ve dinî ögelerin kendine özgü gerçeklikleri ağır basmıştır.

*Daha çok saray ve çevresine seslenir.

*Divan edebiyatı sanatçıları, kendinden önceki büyük sanatçılara son derece hayrandır ve bağlıdır.

*Önceki sanatçılar bu yüzden taklit edilmiştir.

*Toplum için sanat değil; sanat için sanat anlayışı egemendir.

*Dil süslü ve sanatlıdır.

*Arapça ve Farsça kelime ve tamamlamalara sıkça yer verilir.

*Ağır bir dil kullanılmıştır.

*Divan şiiri kendine özgü zevk ve anlayışların hâkim olduğu bir ortamda oluşmuştur. Bu ortam, İslami ögelerle saltanat anlayışının bir arada düşünüldüğü Osmanlı Devleti'ndeki saray çevresidir.

*Şairler, dil ve anlatım yönünden en güzele ulaşmayı gaye edinirler.

*Bu şiir geleneğindeki şairlerin hemen hepsi, Türkçenin yanı sıra Arapça ve Farsçayı da bu dillerde güzel şiirler yazacak kadar iyi bilen, eğitimli kişilerdir.

*Anlam ve söz sanatlarına yer vermek bir hüner olarak görülmüştür.

*Şiirde konu bütünlüğü aranmaz. Beyit bütünlüğü esastır. Her beyit ayrı bir konuyu işler.

*Bütün güzelliğine değil parça güzelliğine önem verilmiştir.

*Konudan çok konunun işleniş biçimi önemsenmiştir.

*Divan şiiri kuralcı ve biçimci bir şiir geleneğidir.

*Anlamdan çok söyleyiş önemlidir. Ne söylediği değil nasıl söylediği önemlidir.

*Nazım şekli olarak gazel, kaside, rubai gibi Arap ve Fars edebiyatından alınan nazım şekilleri kullanıldığı gibi tuyuğ ve şarkı gibi divan edebiyatının Türklerin kazandırdığı nazım şekilleri de kullanılmıştır.

*Nazım şekilleri süreç içinde kendi geleneklerini (gazel yazma geleneği, kaside yazma geleneği vb.) oluşturmuştur.

*Nazım birimi olarak ağırlıklı olarak beyit ve bent tercih edilmiş; beyte göre az da olsa dörtlük kullanılmıştır.

*Şiirde aruz ölçüsü kullanılmıştır.

*Tüm şairlerin kullandığı mazmunlar (klişeleşmiş, kalıplaşmış sözler) kullanılır.

*“Kafiye göz içindir.” anlayışı hâkimdir.

*Genellikle tam ve zengin kafiye kullanılır.

*Konular: Aşk (genellikle ilahi aşk), tabiat, sevgilinin güzellikleri, kadercilik, tasavvuf…

*Konu bütünlüğü olmadığı için şiirlere başlık konulmaz.

*Her şiir redifiyle, nazım biçimiyle veya türünün adıyla anılır.

*Divan şiirinde kaderci bir dünya görüşü hâkimdir.

*Genelde dünyanın geçici olduğundan, zamanın kötülüğünden bahsedilir.

*Şairler, mahlaslarını son beyitte söylemişlerdir.

*Divan şiirinde Arapça, Farsça, Türkçe kelime ve tamlamalardan oluşan Osmanlı Türkçesi kullanılmıştır.

*Şairler beğendikleri şiirleri ve şairleri taklit etmişler; onlardan daha güzel yazmaya çalışmışlardır.

*Bu şiir geleneğinin ilk temsilcisi 13. yüzyıl şairlerinden Hoca Dehhânî'dir.

 

 

*Bazı Önemli Divan Şairleri:

15. yüzyıl: Şeyhî, Ahmet Paşa, Necatî

16. yüzyıl: Bâkî, Fuzûlî, Hayalî, Zâtî, Muhibbî (Kanuni Sultan Süleyman), Taşlıcalı Yahya, Bağdatlı Rûhî, Lâmî

17. yüzyıl: Nefî, Nâbî, Şeyhülislam Yahya, Sâbit, Nailî, Neşâtî, Nevizâde Atayî

18. yüzyıl: Nedîm, Şeyh Galip, Enderunlu Vâsıf, Koca Ragıp Paşa, Sümbülzâde Vehbî

19. yüzyıl: Yenişehirli Avnî, Vâsıf, Leskofçalı Galip

 

 

DİVAN EDEBİYATI (KLASİK EDEBİYAT) NAZIM BİÇİMLERİ VE TÜRLERİ

 

DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ (MISRA) : AZADE

DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ (BEYİT): GAZEL / KASİDE / MESNEVİ / KIT’A / MÜSTEZAT

DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ (DÖRTLÜK): RUBAİ / TUYUĞ / ŞARKI / MURABBA

DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ (BENT): TERKİB-İ BENT / TERCİ-İ BENT / MUSAMMAT / TERBİ (DÖRTLEME) MUHAMMES / TARDİYE / TAHMİS (BEŞLEME) / TAŞTİR MÜSEDDES / TESDİS (ALTILAMA)

 : Gazellerde genellikle aşk, sevgilinin güzelliği, cefa, sevgilinin ilgisizliğinden şikayet, kıskançlık, ayrılığın verdiğiızdırap, vuslat arzusu, sevgiliye yakarış, tasavvuf, hayat, dünya, ahiret gibi konular işlenir. Bu bilgiden hareketle gazelin sayfa 92’deki gazelin konusunu öğrenciler tarafından tahmin edilir.

 

 

GAZEL:

*Divan edebiyatı (klasik edebiyat) nazım biçimidir.

*Aşk, ayrılık, sevgi, hasret, ölüm, tabiat gibi lirik konuların işlendiği şiir türüdür.

*Türk edebiyatına İran edebiyatından girmiştir.

*Divan edebiyatında en çok kullanılan nazım şeklidir.

*Konu bakımından halk edebiyatındaki koşmaya, İslamiyet öncesi Türk şiirindeki koşuklara benzer.

*Nazım birimi beyittir.

*Beyit sayısı 5-15 beyit arasındadır.

*İlk beytine matla, son beytine makta denir.

*İlk beyitten sonraki beyte "hüsn-i matla" (ilk beyitten güzel olması gerekir), son beyitten öncekine "hüsn-ü makta" (son beyitten güzel olması gerekir) denir.

*En güzel beyte  beytül gazel (şah beyit) denir.

*Son beyitte (maktada) şairin mahlası (takma adı) yer alır.

*Gazelin bütün beyitlerinde aynı konu işleniyorsa (anlam birliği) buna yek-ahenk gazel denir.

*Bütün beyitleri aynı güzelliğe sahip olan gazellere yek-avaz gazel denir.

*İlk beyit kendi arasında kafiyelidir. Diğer beyitlerin ikinci dizeleri, birinci beyit ile kafiyelidir. Yani kafiye şeması  aa, ba, ca, da, ea şeklindedir.

 

*Bazı gazellerin matladan sonra gelen beyitlerinde mısralar ortalarından bölünebilir. Bu durumda gazele iç kafiye hâkimdir. Böyle gazellere musammat gazel denir.

*Gazellerde sabit bir kalıp mecburiyeti yoktur. Herhangi bir aruz kalıbıyla yazılır yazılır.

*Gazeller eskiden bestelenerek okunurdu. Özelikle bestelenmek için yazılmış gazeller de vardır. *Gazelleri makamla okuyan kişilere "gazelhan", gazel yazan usta şairlere ise "gazelsera" adı verilir.

*Gazellerin başlığı yoktur. İsimlendirilmeleri rediflerine göre ya da ilk mısralarına göre olur.

*Gazeller konularına göre de çeşitli isimlerle tanımlanır.

*Aşka ilişkin acı, mutluluk gibi içli duyguların dile getirildiği gazeller “âşıkane”; içki, yaşama boş verme, yaşamdan zevk alma gibi konularda yazılanlara “rindane” denir.

*Âşıkane gazellere en iyi örnek Fuzuli’nin gazelleri, rindane gazellere en iyi örnek ise Baki’nin gazelleridir.

*Fuzuli, Baki, Nedim gazelin tanınmış şairleridir.

 

Musammat Gazel: Dizelerin sonlarındaki uyaklarından başka dizelerin ortalarında da uyak varsa böyle gazellere musammat gazel denir.

 

Örnek: 

Fuzuli rind-i şeydadır hemişe halka rüsvadır

Sorun kim bu ne sevdadır bu sevdadan usanmaz mı

 

 

Kelime ve kelime gruplarının anlamları verilen kelimelerle eşleştirilir.

 

 

 

 

 

 

 

Gazel ile kaside verilen örnek şiirlerden hareketle karşılaştırılır.

KASİDE:

*Divan edebiyatı (klasik edebiyat) nazım biçimidir.

*Kasideler, birini övmek ve yermek amacıyla yazılan şiirlerdir. 

*Genellikle din ve devlet adamlarını övmek amacıyla yazılan uzun divan edebiyatı şiirleridir.

*Nazım birimi beyittir.

*İlk beytine matla, son beytine makta denir.

*Şair, matla beytini kasidenin herhangi bir yerinde yineleyebilir. 

*Şairin mahlasının bulunduğu beyte taç beyit denir. Bazı kaynaklar bu beyti “bölüm” olarak ele almaktadır.

*En güzel beytine beytü‘l kasid (şah beyit) denir. 

*Kaside en az 33, en çok 99 beyitten oluşur. Beyit sayısı 33’den az olan kasideler de vardır.

*Kafiye şeması aa, ba, ca, da, ea şeklindedir.

*Bu türün en meşhur ismi Nef’i dir.

 

 

*KASİDENİN BÖLÜMLERİ: 

 

1-)Nesib (Teşbib):

*Kasidenin başlangıç bölümüdür. *Kasideye ismini veren bölümdür. *Eğer söz konusu bölümde herhangi bir tasvir yapılıyorsa “Teşbib”; âşıkane söyleyişler bulunuyorsa “Nesib” adını alır. *Bahar mevsimi, kış manzaraları betimlenir ya da Kurban ve Ramazan bayramı anlatılır. 

 

Not: Kasideler "nesib" bölümünde işlenen konulara ve rediflerine göre adlandırılabilir.  

Kaside-i Ramazaniye (Ramazandan bahsediliyorsa),  Kaside-i Iydiyye (Bayramdan bahsediliyorsa),  Kaside-i Şitaiye (Kıştan bahsediyorsa),  Kaside-i Dariye (han, kevansaray, cami vb. yapılardan bahsediliyorsa);  Su kasidesi (su redifli) (Fuzuli) vb.

 

2-)Girizgâh:

*Şair yazdığı şiiri; sevdiği, saygı duyduğu zamanın büyüklerinden birine sunacak ve onu övecektir. Ancak tasvir ve aşk terennümlerinden bu övme bölümüne geçebilmek için uygun söz düşürmek zorundadır.

*İşte girizgâh beyitleri bu gaye ile söylenir.

*Tek beyittir.

*Geçiş beytidir.

 

3-)Medhiye:

*Asıl anlatılmak, övülmek istenen kişi için ne denecekse bu bölümde denir.

*Ana bölümdür.

*Bu bölümde abartı ve ağır bir anlatım göze çarpar.

 

4-) Tegazzül:

*Kasidenin içinde, aynı ölçü ve uyakla yazılan gazel bölümüdür.

*Bu bölümde tabiat güzellikleri karşısında hissedilen duygular dile getirilir; aşk ve coşkunluk ifadeleri yer alır.

*Tegazzül bölümü bir bakıma matlasız ve maktasız bir gazeldir.

 

5-)Fahriye bölümü:

*Şairin kendini övdüğü ve diğer şairlerle karşılaştırdığı bölümdür. 

 

6-)Dua bölümü:

*Şair övdüğü kişinin başarılarının devamlı olması, ömrünün uzun olması için dualar eder, iyi dileklerde bulunur.

*Ayrıca böyle bir kasideyi tamamlattığı için Allah’a şükreder. 

 

 

*Kasideler, Konularına Göre Değişik Adlar Alır:

 

Tevhid: Allah’ın birliğini anlatan kasidelerdir.Münacat: Allah’a yalvarmak, dua etmek amacıyla yazılan kasidelerdir.

Naat: Peygamberimizi övmek için yazılan kasidelerdir.Medhiye: Devrin ileri gelenlerini, devlet büyüklerini övmek için yazılan kasidelerdir.Hicviye: Eleştirmek ve alaya almak için yazılan kasidelerdir.*Halk edebiyatında Taşlama; günümüz edebiyatında Satirik adını alır.Mersiye: Ölümden duyulan üzüntünün anlatıldığı kasidelerdir.*Halk edebiyatında ağıt; İslamiyet’ten önceki Türk edebiyatında sagu adını alır.Şehrengiz: Bir şehrin güzelliklerini anlatan kasidelerdir.Cülusiye: Padişahın tahta geçişine sevinen kişiler için yazılan kasidelerdir.Fahriye: Şairlerin kendilerini övmek için yazdıkları şiirlere denir. 

 

 

 : Sayfa 98’deki infografi çalışması öğrencilere yaptırılır.

 

: Bu dizelerde yer alan ek ve sözcük durumundaki zamirleri tespit ediniz.

 

 

Zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle bazı eklere zamir (adıl) denir.

 

Zamirlerin Özellikleri:İsim soyludur.Bir ya da birden fazla ismin yerini tutarlar. Anlamdan çok görev yönü ağır basar.

İsimlerin yerini geçici olarak tutarlar.İsim çekim eklerini (hâl, iyelik, çoğul ekleri) -genellikle- alabilirler.

Tekil ve çoğul şekilleri vardır.Cümlede isim gibi kullanılabilirler.Cümlede tek başlarına görev üstlenebilirler.

 

ZAMİR ÇEŞİTLERİ

Zamirler, isimlerin yerini tutma şekillerine ve yerini tuttukları isimlere göre çeşitlere ayrılırlar:

Şahıs zamirleri,Dönüşlülük zamiri,İşaret zamirleri,Belgisiz zamirler,Soru zamirleri,İlgi zamiri,İyelik zamiri

1.Şahıs Zamirleri

Şahıs isimlerinin yerine kullanılan zamirlerdir: “ben, sen, o, biz, siz, onlar, bizler, sizler.“-Tamlayan eki (ilgi hâl eki)ni alabilirler; iyelik eklerini almazlar. Bu durumda şahıs zamirleri tamlamalarda ancak tamlayan olarak kullanılabilirler.
Bu tamlamalarda sonradan tamlayan düşebilir. Çünkü tamlanandaki iyelik ekleri zaten şahıs anlamı taşımaktadır:

·        Benim kalemim, senin defterin, onun çantası, bizim okulumuz, sizin sınıfınız, onların bahçeleri, bizlerin kaygısı, sizlerin iyiliği…

·        kalemim, defterini al, çantası, okulumuz, sınıfınız, bahçelerine bak…

­Bu tür tamlamalarda tamlayan vurgulanmak istenirse düşürülmez:

·        Çocuklar yalnız sizin sözünüze inanırlar. (Başkasının değil, senin. Burada “sizin” kelimesi atılırsa cümle başka türlü anlaşılır.)

·        Biz bugün senin misafiriniz. (Başkasının değil, senin.)

­Tamlayan atıldığında yanlış anlaşılma olacaksa atılmaz:

·        Çocuklar yalnız sizin sözünüze inanırlar. (Burada “sizin” kelimesi atılırsa cümle başka türlü anlaşılır.)

·        Onun eşyalarını bize getir. > Eşyalarını bize getir

·        Senin doğum tarihini bilen yok mu? >Doğum tarihini bilen yok mu?

·        Onun yarışmada birinci olduğuna sevindim.

ben” ve “sen” zamirleri yönelme hâl eki (-a) aldıklarında ses değişikliği meydana gelir:

·        Ben > bana

·        Sen > sana

sen” yerine saygı ve incelik olsun diye “siz” de kullanılır. Tabi bu durumda yüklem de çoğul olmalıdır.

·        Siz bu olayı görmediniz mi?

Böbürlenmek amacıyla “ben” yerine “biz” kullanılabilir:

·        Böylelerinin hakkından gelmesini biliriz biz.

2. Dönüşlülük zamiri: Şahısları pekiştirerek bildiren ve fiildeki işin, özne tarafından bizzat yapıldığını ya da yapana dönüşünü bildiren zamirdir. Şahıs zamiri olarak da bilinir: Dönüşlülük zamiri “kendidir.

Bu zamir diğer zamirlerden farklı olarak bütün iyelik eklerini alabilir. İyelik eklerini üzerine hâl ekleri getirilebilir.

·        Kendi-m-de

·        Kendi-n-den

·        Kendi-si-n-i

·        Kendi-miz-in

·        Kendi-niz-le

·        Kendi-leri-n-ce

İyelik eki almadan tamlayan olabilir. Bu durumda belirtili isim tamlaması sayılır:

·        Kendi elim

·        Kendi arkadaşın

·        Kendi babası

·        Kendi evimiz

·        Kendi okulunuz

·        Kendi fikirleri

Özneyle (isim veya zamir) birlikte, pekiştirme görevinde (bizzat anlamında) kullanılır:

“Saide Hanım, bir kitap okuyordu. Başını kaldırdı, kocasını süzdükten sonra:
-Siz kendiniz de inanmıyorsunuz ya! dedi.
-Ama, inanılır şeyler mi? (Memduh Şevket Esendal; Saide)

Ben kendim de yaparım.

Vali Bey, kendisi emir vermiş.

O kendisi okusun.

Evi siz, kendiniz görmelisiniz.

Fiilin özneye dönüşünü bildirir:

·        Çocuk kendisi yıkanmış.

Tamlama hâlinde ve tek başına yapılan bir işi anlatmak için kullanılabilir:

·        “Yüzlerce defa kendi kendime sorduğum bu suale içimizdeki yanık, hicranlı sesten ayni cevabı alıyordum…”

·        “Tabiatın pek nafile yere bana verdiği bu gençlik hazinesinin kendi kendine tükenip gittiğine sızladım…”

3. İşaret zamirleri: İsimlerin yerini işaret yoluyla tutan zamirlerdir.

İyelik eki almazlar; diğer isim hâl eklerini alabilirler. Dolayısıyla isim tamlamalarında ancak tamlayan olabilirler.

·        bundaki, burada, onlarla, şundan, ötekiler…bunun rengi, buranın havası, onların evi, ötekinin bahçesi…

Başlıca işaret zamirleri şunlardır: “bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, öteki, beriki, bura, şura, ora, burası, şurası, orası, böylesi, şöylesi, öylesi…”

 bu, şu, o, öteki, beriki, böylesi, şöylesi, öylesi” kelimeleri çeşitli görevlerde kullanılır:

·        bu: işaret zamiri > Bunu biliyor musun?

·        işaret sıfatı > Bu bilgiyi nereden aldın?

·        şu: işaret zamiri > Şunu görmüştüm.

·        işaret sıfatı > Şu eşyaları taşıyalım.

·        o: şahıs zamiri > O bu akşam geç gelecek.

·        işaret zamiri > O benim elmam.

·        işaret sıfatı > O elma benim.

Aşağıdaki kelimeler de hem işaret zamiri hem de sıfat olarak kullanılabilir.

·        Öteki -> Ötekini bana ver.                           Öteki kitabı ver.

·        Beriki -> Beriki sende kalsın.                       Beriki kaset sende kalsın

·        Böylesi -> Böylesi, insanı rahatsız eder.        Böylesi davranışlar.

·        Şöylesi -> Şöylesi de doğru olmaz ki.            Şöylesi bir tarzla yapmak.

·        Öylesi -> Öylesinden her zaman kaçarım.   Öylesi insanlardan.

Bu kelimelerin sıfat mı zamir mi olduklarını anlamak için şu soruları sorarız:

·        İsmin yerini mi tutuyorlar, yoksa ismi niteliyor ya da belirtiyorlar mı?
Zamirler ismin yerini tutar; sıfatlar isimle birlikte kullanılır.

·        Tekilleri ve çoğulları var mı?
Sıfatların çoğulları yoktur; zamirlerinse vardır.

·        Hâl eklerini alıyorlar mı?
Sıfatlar hâl ekleri almaz, zamirler alır.

 

 

4. Belgisiz zamirler:Birden fazla simin yerini tutan ya da hangi ismin yerini tuttuğu açıkça belli olmayan zamirlerdir. Bunların çoğu, belgisiz sıfatlara çekim eki (3. şahıs iyelik ekleri) getirilerek yapılır. Sıfatla ilgisi olmayanlar da vardır.

biri, birisi, hepsi, kimi, kimisi, hepsi, tamamı, herkes, kimse, hiç kimse, çoğu, bazısı, birkaçı, birazı, birçoğu, başkası, her biri, öteberi, şey…

Belgisiz sıfattan yapılanlar: “birkaç-ı, bazı-ları, bir-i, pek çoğ-u, pek az-ı, bazı-sı, tüm-ü, bütün-ü, bir kısm-ı, her bir-i, başka-sı, hiçbir-i…”

5. Soru zamirleri:  Soru yoluyla isimlerin yerini tutan zamirlerdir. Cümledeki soru anlamı soru zamirleriyle de sağlanır.

ne, kim, hangisi, nere, kaçı

·        Yanında ne getirdin?

·        Bunları sana kim anlattı.

Soru zamirleri Özellikleri ve Örnekler:

Soru zamirleri cümleye soru anlamı katar, ama bazı durumlarda soru cümlesi yapmaz.

·        Kimin geldiğini bilemem.

·        Hangisini istediğini anlamadım.

“hangi ve kaç” sıfatları iyelik eki alarak zamir olurlar.

·        Hangisi sizinle geldi?

·        Soruların kaçı cevaplandı?

Soru zamirleri hâl eklerini alabilir.

·        Buraya nereden geldiniz?
Nereden gelip nereye gidiyoruz?
Burada kimi bekliyorsun?
Bu masa neden yapılmış? (tahtadan)

Soru zamirleri isim tamlamasında tamlayan da tamlanan da olabilir.

·        Kimin yanında bozuk para var?
Bu da neyin nesi?
Bizim neyimiz eksik?

6. İlgi zamiri “-ki”

·        Belirtili isim tamlamasında tamlananın yerine kullanılır.Tamlayan eklerinin üzerine gelir.Ek hâlindeki tek zamirdir. “-ki” Eklendiği kelimeye bitişik yazılır ve bir ismin (tamlananın) yerini tutar.Büyük ve küçük ünlü kurallarına uymaz; sadece -ki şekli vardır:benim kalemim > benimki , onun eli > onunki Orhan’ın puanına nazaran Hakan’ınki daha yüksek.
Cemal’in defteri seninkinden daha düzenli.

7. İyelik zamiri: İyelik ekinin ta kendisidir. Her dil bilgisi kitabı bunu zamir olarak almaz.İsim tamlamasında tamlayan kullanılmadığı takdirde tamlanandaki bu eklere iyelik zamirleri denir.

·        kitab-ım, kitab-ın, kitab-ı, kitab-ımız, kitab-ınız, kitap-ları

·        masa-m, masa-n, masa-s-ı, masa-mız, masa-nız masa-ları

·        su-y-um, su-y-un, su-y-u, su-y-umuz, su-y-unuz, su-ları

·        ne-y-im, ne-y-in, ne-y-i/ne-s-i, ne-y-imiz, ne-y-iniz, ne-leri

YAPI BAKIMINDAN ZAMİRLER

Yapı bakımından zamirler dörde ayrılır: 1. Basit Zamirler: Kök hâlindeki zamirlerdir:

·        Ben, sen, o, biz, siz, onlar, bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, hepsi, çoğu, birisi, hangisi, kaçı, bazısı…

2. Birleşik Zamirler: Birden fazla kelimeden oluşan zamirlerdir.

·        Hiçbiri, birtakımı, öbürü…

3. Öbekleşmiş Zamirler: Birden fazla kelimenin değişik yollarla öbekleşerek oluşturdukları zamirlerdir.

·        Öteki beriki, falan filân, şundan bundan, herhangi biri, ne kadarı…

4. Ek Hâlindeki Zamirler: İlgi ve iyelik zamirleri ek hâlindedir.

·        Benimki, kalemimiz

 

ŞARKI:

*Divan edebiyatı (klasik edebiyat) nazım biçimidir.

*Dörtlüklerle yazılan; günlük hayat, aşk, sevgi, eğlence, tabiat gibi konuları işleyen nazım biçimidir.

*Halk deyişleri, günlük hayata ait söyleyişler kullanılır.

*Bestelenmek için yazılır.

*Dörtlük sayısı 3-5 arasındadır.

*Birinci dörtlükte 2 ve 4, diğer dörtlüklerde 4. dize tekrarlanır. Bu dizelere “nakarat” denir.

*Şarkıda üçüncü mısra “miyan” adını alır.

*Kafiye örgüsü abab, cccb, dddb şeklindedir.

*Son dörtlükte mahlas yer alır.

*Divan edebiyatına Türklerin kazandırdığı bir nazım şeklidir.

*Şekil bakımından “murabba”ya benzer.

*Kafiye bakımından “koşma”ya benzer.

*Halk edebiyatındaki “türkü” türü ile de benzerdir.

*17.yy.dan sonra yaygınlaşmıştır.

*Divan edebiyatının ilk şarkı yazarı Naili'dir.

*Lale Devrinde ise en önemli temsilcisi ve ilk büyük ustası Nedim’dir.

*En çok şarkıyı Enderunlu Vasıf yazmıştır. 

*Yahya Kemal de bu türde güzel örnekler vermiştir.

 

MURABBA:

*Divan edebiyatı (klasik edebiyat) nazım biçimidir.

*Kelime anlamı "dörtlük" demektir.

*Murabba, bent adı verilen dört dizelik kıt'alardan oluşan nazım şeklidir.

*Aynı ölçüde dörder dizelik bentlerden oluşur.

*Her konuda murabba yazılabilir. (Felsefi konular, aşk, dini ve didaktik konular)

*Övgü, yergi, manzum mektup, mersiye yazılırken murabba nazım şekli daha çok kullanılmıştır.

*İlk dörtlük kendi arasında kafiyelidir. Diğer dörtlükler ise 4. dize, 1. dörtlük ile kafiyelidir.

(aaaa, bbba, ccca)

*İlk bendi kafiyeli olmayan ya da sonraki bentlerde kafiyesi tekrarlanmayanları da vardır.

*Genellikle 3 ile 7 dörtlükten oluşur.

*İran edebiyatından edebiyatımıza geçmiştir.

*Dördüncü mısralar nakarat olarak tekrar ediyorsa mütekerrir murabba; tekrarlanmıyorsa müzdeviç murabba denir.

*Divan edebiyatında 15. yüzyılda Ahmed Paşa tarafından kullanılmıştır.

*Tanzimat edebiyatında da Namık Kemal bu türün başarılı örneklerini vermiştir.

*19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren şarkı şeklinde bestelenen eserlerin büyük bir kısmı murabba tarzında yazılmıştır.

*Önemli murabba şairleri Aşki, Muhibbi, Hayreti, Esrar Dede, Taşlıcalı Yahya Bey, Fuzuli sayılabilir.

*Kanuni Sultan Süleyman’ın da murabbaları vardır.

 

RUBAİ:

*Divan edebiyatı (klasik edebiyat) nazım biçimidir.

*Dört dizeden oluşur.

*Aruzun özel kalıpları ile yazılır. Kendine özgü 24 kalıbı vardır.

*Her dizesi ayrı ölçüde olabilir.

*Kafiye düzeni aaxa şeklinde. Bu yönüyle manilere benzer.

*Şarap, dünyanın türlü nimetlerinden yararlanma, hayatın anlamı, hayat felsefesi ve ölüm gibi konular işlenir.

*Fikir, kısa ve özlü olarak söylenir.

*İlk üç mısra fikrin hazırlayıcısıdır. Asıl söylenmek istenen son mısrada söylenir.

*Genelde mahlas kullanılmaz.

*İranlılardan bize geçmiştir.

*Genelde sanatçıların divanlarının sonunda “rubaiyyat” başlığı altında toplanır.

*Dört dizesi birbiriyle kafiyeli (aaaa) olanlara rubai-i musarra denir.

*Rübailerin, kıt’adan farkı, aruzun özel kalıpları ile yazılmasıdır.

*Bu türün en büyük şairi Ömer Hayyam’dır.

*Anadolu’daki öncüsü Mevlana’dır.

*Azmizade Haleti (17.yy) rubaiyi meslek haline getirmiştir. 

*Ayrıca Yahya Kemal, Arif Nihat Asya’nın rübaileri vardır.

 

TUYUĞ:

*Divan edebiyatı (klasik edebiyat) nazım biçimidir.

*Dört dizeden oluşur.

*Kafiyelenişi rubai gibidir. (aaxa)(Bazen de aaaa)

*Genellikle lirik tarzda olan ve aaaa şeklinde kafiyelenen tuyuğlara musarra tuyuğ denir.

*Cinaslı kafiye kullanılması ve aruzun yalnızca failatün/failatün/failün kalıbıyla yazılması yönüyle rubaiden ayrılır.

*Konu sınırlaması yoktur. Daha çok aşk, aşk acısı ve şarap konusu işlenmiştir.  

*Divan edebiyatına Türklerin kazandırdığı bir nazım şeklidir.

*Şekil ve konu bakımından maninin aynısıdır.

*Tuyuğlar da maniler gibi bağımsız dörtlükler halinde yazılır.

*Genelde mahlas kullanılmaz.

*İlk olarak 14.yüzyılda görülmeye başlamıştır.

*Kadı Burhaneddin bu türün kurucusu sayılır.

*Yine Seyyid Nesimi, Ali Şir Nevai, İvazpaşazade Ata’i, Sultan İskender Şirazi tuyuğ nazım biçiminde yazan şairlerdendir.

Mersiye, bir ölünün ardından duyulan üzüntü ve acıyı anlatmak, ölen kişiyi övmek amacıyla kaleme alınan Divan edebiyatında bir nazım/şiir türüdür. Kutsal günlerde, ölüm törenlerinde mersiye okuyan kişiye de mersiyehan denir.

 

Not : Sayfa 106- Divan edebiyatı nazım türleri karşılaştırması yapılacaktır.

  Edebiyatımızdan bazı sanatçıların şiir hakkındaki düşüncelerinden hareketle düşün/eşleş/paylaş  etkinliği yaptırılarak “saf şiir” anlayışı ortaya konur.

Saf(Öz) Şiir

          Şiirin bir biçim sorunu olduğu düşüncesinden hareketle, şiirin anlamdan çok şekil olarak güzel olmasını, ahenkli olmasını ve okuyucuya estetik haz vermesi gerektiğini savunan şiir anlayışına “Saf Şiir” ya da “Öz Şiir” denilmektedir. Saf şiir, Fransız şair Paul Valery’nin şiir dilini -anlam dahil olmak üzere- her şeyin üstünde tutmasından etkilenen şairlerin oluşturmuş olduğu bir şiir anlayışıdır. Bu şiir anlayışında okuyucuya bilgi vermekten daha çok kişilerin estetik duyarlılığını arttırmaya dayanmaktadır.

 

          Ahmet Haşim’in “Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” adlı makalesiyle beraber Türk Edebiyatı’nda saf şiir eğilimi başlamış olur. Ahmet Haşim, Piyale adlı kitabının başında yazdığı bu makalesinde şiirdeki cümlelerin ifade ettiği anlamların önemli olmadığını belirterek asıl önemli olanın şiirde yer alan kelimelerin sesleri (okunuşları) olduğunu vurgular. Ahmet Haşim bu görüşünü şu şekilde özetler: “Şiir bir hikaye değil, sessiz bir şarkıdır.”

 

 

 

 

 

Saf Şiir Özellikleri

Bu anlayıştaki sanatçılar şiiri basit bir uğraştan ziyade soylu bir iş olarak görürler.

Şiirin herhangi bir ideolojinin emrine sunulması karşı çıkılmıştır.

Bu anlayışa göre amaç ortaya güzel bir şiir koyabilmektir.

Şiirde belli bir fikrin işlenmesine karşı çıkılmış, okurda estetik bir haz uyandırmayı amaçlamıştır.

Şiir anlaşılmak için değil hissedilmek için yazılır.

Şairler, kendilerine özgü imgesel bir anlatım tarzı oluşturmuşlardır.

Sanat sanat içindir anlayışı hakimdir.

Şiirde ahenk, uyak, redife önem verilmiştir.

Sembolizmin etkisi vardır.

Biçim güzelliğine önem vermelerinden dolayı şiirde anlam aramak gereksizdir.

Şiirde anlam yerine cümle ve kelimelerin ses değeri olmalıdır.

Şiirde anlam yerine biçim savunulduğu için estetik tavır ön plana çıkmıştır.

Şiirde ahenk, kafiye, redif gibi hususlara önem verilirken Ahmet Haşim ve Yahya Kemal ısrarla aruz veznini kullanmaya devam etmiş, onların dışındaki sanatçılar ise hece ölçüsünü kullanmışlardır.

 

Öz Şiir Anlayışını Sürdüren Şairler ve Edebi Topluluklar

1923 öncesi dönemde büyük ölçüde Ahmet Haşim ve Yahya Kemal tarafından temsil edilen öz şiir; Cumhuriyet sonrasında da, yine bu iki şairin ekseni etrafında Türk şiirinin iki ana eğiliminden biri olma özelliğini korumuştur.

*Bu anlayışın şairlerinden önemlileri; Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl Kısakürek, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, Ziya Osman Saba’dır.

 

NECİP FAZIL KISAKÜREK (1905- 1983)

• Şiirleri ve tiyatrolarıyla ün kazanmış usta bir yazardır.

 • “Büyük Doğu” ve “Ağaç” dergilerini çıkarmıştır.

 • Fransız sembolistlerinden ve halk şiirinden yararlanarak heceyle kendine has, başarılı şiirler yazmıştır.

• İlk dönem şiirlerinden sonra mistik konuları, madde ve ruh ilişkisini, insanın evrendeki yerini konu edinen şiirler yazmıştır.

• “Kaldırımlar” şiiriyle geniş bir kesim tarafından tanınmış ve sevilmiştir.

• Şiirlerini “Çile” başlığı altında bir kitapta toplamış ve bu kitapta şiir anlayışını düzyazı olarak anlatmıştır.

Eserleri:

Şiir: Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı, Çile • Oyun: Tohum, Bir Adam Yaratmak, Künye, Sabırtaşı, Para, Nam-ı Diğer Parmaksız Salih, Reis Bey, Yunus Emre, Abdülhamit Han, Ahşap Konak, Siyah Pelerinli Adam     Öykü: Hikâyelerim • Roman: Aynadaki Yalan • Anı: Yılanlı Kuyudan

 

Okuma tiyatrosu: Bir eserin sesli okuma kurallarına uyularak ve tiyatro tekniklerinden faydalanılarak okunmasıdır.

Okuma tiyatrosu, hikâye anlatımı ve dramatik unsurları birleştiren etkili bir öğretim yöntemidir, dil öğreniminin dört ana unsurunu (dinleme, konuşma, okuma ve yazma) birleştirir ve öğrencilerin dili kullanmaları için iletişimsel ve özgün bir bağ- lam sağlar (Tsou, 2011).

 

Kaldırımlar Şiirinin Tahlili

Necip Fazıl , Türk edebiyatının büyük şairlerindendir. Temiz Türkçesi ,özenle seçtiği kelimeleri ve düşünce alt yapısıyla dikkatleri çeker. Saf şiir ekolüne bağlıdır.

 

 

 

Kaldırımlar şiirinde insanın yalnızlığını, kederlerini, büyük şehirlerin keşmekeşinde boğulmasını dile getirirken aynı zamanda aradığı teselliyi yine kaldırımlara yüklediği anlamla kendi içinde bulmasını anlatır. Kaldırımlar şiirini Paris’te yazdığını düşünürsek Necip Fazıl gibi dünyayı gurbet sayan bir mütefekkirin daha gençliğinden itibaren büyük bir arayış içinde olduğunu anlarız.Şiir 14’lü hece ölçüsüyle yazılmıştır.Konusuna göre türü lirik şiirdir.

 

Birinci dörtlük

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında ; –a —ta: tam kafiye , sında:redif
Yürüyorum ,arkama bakmadan yüyorum. –b
Yolumun karanlığa saplanan noktasında , –a
Sanki beni bekleyen bir hâyal göyorum. –b — : tam kafiye , yorum :redif

çapraz kafiye var. abab

aliterasyon : k ve s sessiz harfleriyle

asonans : a , o ve ü sesleriyle yapılmış.

tekrir sanatı: yürüyorum kelimesi tekrarlanmış

İkinci dörtlük

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; –c
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. – d
İn cin uykuda , yalnız iki yoldaş uyanık; –c
Biri benim , biri de serseri kaldırımlar. –d —ldırım:zengin uyak , –lar: redif

çapraz kafiye var. cdcd

Mecaz-ı mürsel: Kara gökler diyerek geceyi kastetmiş.

Teşhis: Yıldırımlar insan gibi bir hedef gözetiyor. / kaldırımlar serseri bir insan olarak söyleniyor./Kaldırımlar uyanık

Açık istiare sanatı: yağmur bulutları yerine kül rengi bulutlar diyor.

Kapalı istiare sanatı: Havanın yağmurlu olmasını direkt söylemeden yıldırımların mevcudiyetini söylüyor, yani yağmur yağıyor demeden yağmur yağıyor diyor.

leff-ü neşr sanatı :ilk mısrada söylediği iki yoldaşın kim olduklarını ikinci mısrada açıklıyor.

İn cin uykuda , yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim , biri de serseri kaldırımlar.

üçüncü dörtlük

İçimde damla damla bir korku birikiyor, –e —ik :tam kafiye , iyor :redif
Sanıyorum , her sokak başını kesmiş devler… –f
Üstüme camlarını , hep simsiyah , dikiyor, –e
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler. –f – ev: tam kafiye , ler :redif

çapraz kafiye var. efef

Teşbih: evler devlere benzetiliyor.

Teşhis : Evlerin camları bize bakıyor

Telmih: Eski çağlarda bir cezalandırma biçimi olan insanın gözüne mil çekilip kör edilmesini hatırlatıyor.

Dördüncü dörtlük

Kaldırımlar , çilekeş yalnızların annesi; –g —es: tam kafiye , i:redif
Kaldırımlar , içimde yaşamış bir insandır. –h
Kaldırımlar , duyulur ,ses kesilince sesi; –g
Kaldırımlar , içimde kıvrılan bir lisandır. –h —san : zengin kafiye , dır : redif

çapraz kafiye var. ghgh

Teşhis: İnsana ait özelliği kaldırıma veriyor.

Teşbih : Kaldırımları anneye benzetiyor

Beşinci dörtlük

Bana düşmez can vermek,yumuşak bir kucakta;  —ak : tam kafiye , ta: redif
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocum! -i
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta. 
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculum! -i — uğ(k) :tam kafiye , um:redif

Çapraz kafiye . ıiıi

Teşhis: kaldırımlar anne olarak verilmiş

Altıncı dörtlük

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim yol gitsin; –j —it : tam kafiye , sin:redif
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler. –k
Tak, tak ayak sesimi aç köpekler işitsin; –j
Yolumuz zafer tâkı , gölgeden taş kemerler. –k —er : tam kafiye , ler: redif

Çapraz kafiye . jkjk

Teşbih: Fenerler sele benzetilmiş

Yedinci dörtlük

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; -m — r: Yarım kafiye , üneyim: redif
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! –n
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; –m
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları. –n —er :Tam kafiye , in karanlıkları: redif

Çapraz kafiye: mnmn

Teşbih: Karanlığı yorgana benzetiyor

Sekizinci dörtlük

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya; –p —:Yarım uyak , a :redif
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi. –r
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya, –p
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi… –r —eşi :zengin kafiye (Tunç kafiye) , redif yok

Çapraz kafiye : prpr

Teşhis: Sokakların uyuması

 

Sayfa 120 gazel ile kaldırımlar şiiri karşılaştırılır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

08 -19 ARALIK 2025

 

Sayfa 125- Metin türlerini edebî (sanatsal) ve öğretici (bilimsel) olmak üzere sınıflandırınız.

 

 Düşünceyi geliştirme yolları; tanımlama, karşılaştırma, örneklendirme, tanık gösterme, sayısal verilerden yararlanma ve benzetme olmak üzere altı başlıkta incelenir.

 

Verilen paragraflar istenen anlatım biçimlerine uygun olarak tekrar yazma çalışması yaptırılır.

 

 

 

Öğrenciler tarafından belirlenen bir öğretici metin edebi metne dönüştürme çalışması yapılır.Performans görevi öğretmen tarafından dereceli puanlama anahtarıyla değerlendirilir.

 

NOT: 2.Tema yazma performans ölçeği kullanılarak öğrencilerin 2.tema yazma performans notu verilmiş olur.

 

 

 

 

 

 

Metin Tahlili

Dinleme / İzleme: SOHBET / 22 ARALIK - 02 OCAK 2026

Metin Tahlili (Anlama)

Dinleme/İzleme

TDE1.1. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinlerde dinleme/izlemeyi yönetebilme

TDE1.2. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinlerde anlam oluşturabilme

TDE1.3. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinleri çözümleyebilme

TDE1.4. “Kelimelerin Ritmi” temasında ele alınan metinlere yönelik değerlendirmelerini yansıtabilme

 

SOHBET (SÖYLEŞİ):

*Bir yazarın günlük olaylar arasından seçtiği bir konuyla ilgili görüş ve düşüncelerini, fazla derinleştirmeden, karşısındakilerle konuşuyormuş gibi anlattığı yazı türüne “sohbet (söyleşi)” denir.

*Güncel bir konuda, yazarın okuyucuyla konuşuyormuş gibi samimi ve anlaşılır bir dille yazdığı, her türlü özentiden uzak yazılara sohbet denir.

*Bu yazı türünde yazar, ele aldığı konuyu derinlemesine incelemez, bilimsel bir ispatı da amaçlamaz.

*Yazarın amacı, okuyucuyla samimi diyaloglar kurarak ona düşüncelerini açıklamak ve onu işlediği konu üzerinde düşünmeye davet etmektir.

*Bu yazılar genellikle gazete ve dergilerde yayımlanır.

*Sohbet yazılarına eskiden “musahabe” denirdi.

*Yazar, deyimlerden, atasözlerinden, hatıralardan, halk fıkralarından, nüktelerden, özlü sözlerden çokça yararlanır.

*Öznel bir anlatıma sahiptir.

*Cümleler, konuşma üslubundadır.

*Yazar, karşısında biri varmış gibi sorular sorar, cevaplar verir; düşüncelerini günlük konuşma dili içtenliği içerisinde açıklar.

*Sohbetlerde konu uzatılmaz, fazla ayrıntıya girilmez; sadece konuya dikkat çekilir, anlatılanlar kanıtlanmaya çalışılmaz, anlatılanlara inanılması için bir gayret ortaya konmaz.

*Sohbet türünde makalede olduğu gibi giriş gelime ve sonuç bölümleri bulunur; ancak karşılıklı konuşma havası içinde yazılması ve açıklanan düşüncelerin ispatlanma gereği duyulmadan anlatılması yönünden makaleden ayrılır.

*Dünya edebiyatında J. London, E. Hemingway, M. Gorki, N. Mailer, L. Collins, M. Şolohov, J. P. Sartre bu türün önemli temsilcileri arasındadır.

Türk Edebiyatında Sohbet:

*Türk edebiyatının önemli gazetecilerinden biri olan Ahmet Rasim, ilk sohbet yazarlarımızdandır.

*Sanatçının “Ramazan Sohbetleri” adlı eseri sohbet türündeki yazılarını topladığı bir eseridir.

*Bu türe ait eserler diğer düzyazı türleriyle birlikte Cumhuriyet Dönemi’nde gelişmiştir.

*Suut Kemal Yetkin’in “Edebiyat Söyleşileri”, Şevket Rado’nun “Eşref Saati”, Melih Cevdet Anday’ın “Dilimiz Üzerine Söyleşiler”, Nurullah Ataç’ın “Karalama Defteri” bu türde yazılmış yazıları içeren eserlerdir.

*Ayrıca Cenap Şahabettin, Refik Halit Karay, Hasan Ali Yücel, Attila İlhan, Ferit Kam, Mehmet Çınarlı gibi yazarlarımız da bu türde eserler vermişlerdir.

 

*Verilen çok modlu metne yönelik dinleme / izleme soruları cevaplandırılır.Anlamlarına göre cümleler kısaca hatırlatılır.

 

 

 

Edebiyat Atölyesi : Yazma 05 -16 Ocak 2026

Edebiyat Atölyesi (Anlatma)

Yazma

TDE4.1. Bilgilendirici bir metni edebî metne dönüştüreceği yazma sürecini yönetebilme
TDE4.2. Bilgilendirici bir metni edebî metne dönüştüreceği yazısına içerik oluşturabilme
TDE4.3. Edebî metne dönüştürdüğü yazısında kural uygulayabilme
TDE4.4. Edebî metne dönüştürdüğü yazısına yönelik değerlendirmelerini yansıtabilme

 

    

 

 

 

 

 

NOT: 2.Tema konuşma performans ölçeği kullanılarak öğrencilerin 2.tema konuşma performans notu verilmiş olur.

 

Okul Temelli Planlama

Grup Çalışması / Etkinlik 12-16  Ocak 2026

Mesleki Rehberlik ve Kariyer Danışmanlığı

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği

Mesleğin Getirdiği Özellikler                  • Çalışma Ortamı ve Koşulları

 

Mesleğin Getirdiği Özellikler                 

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeninin hem alanı hem de öğretmenlik mesleği ile ilgili niteliklere sahip kimseler olmaları gerekir.

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olmak isteyenlerin;

·        Sözel yeteneği gelişmiş,

·        Dil ve edebiyata ilgi duyan,

·        İnsanlarla iyi iletişim kurabilen,

·        Düşüncelerini başkalarına açık bir biçimde aktarabilen,

·        İyi bir öğrenme ortamı sağlayabilen,

·        Dikkatli, işine özen gösteren,

·        Mesleğinin sorunları ile ilgilenen ve çözüm yolları bulmaya çalışan,

·        İnsanlarla iyi iletişim kurabilen; sevecen, hoşgörülü, sabırlı,

·        Öğrencilerin duygu ve düşüncelerini anlayabilen,

·        Kendini geliştirmeye istekli, coşkulu, yaratıcı kimseler olmaları gerekir.

 

• Çalışma Ortamı ve Koşulları

 

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni, okulun her tarafında görev yapar.Okulun en önemli öğretmenidir.Sınıf,konferans salonu,okul kütüphanesi en yoğun görev yaptığı yerlerdir. Görevini genellikle ayakta yürütür. Çalışma ortamı oldukça gürültülüdür…

 

5) Değerlendirme (Evaluate)

 

A.) Beceri alanlarında yer alan konuya başlarken , metnimizi anlayalım, ders içi çalışma etkinlikleri yapılır.

 

B.) Edebiyat atölyesi kısmında yer alan performans görevleri dereceli puanlama anahtarına göre değerlendirip öğrencilerin performans görevine puan verilir.      

 

C.) Ders kitabında yer alan 2.Tema sonunda yer alan değerlendirme sorularıyla öğrencilerin temayı ve konuları  ne kadar öğrendikleri ölçülür.

                                                                                                     

                                                                                                                                  Uygundur

                                                                          17.11.2025

                                                                                                  

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni                                                                                   Okul Müdürü


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

10. SINIF 3. ÜNİTE

DENEMELER SAYFA 64

10. SINIF 5. ÜNİTE