DİVAN EDEBİYATI
DİVAN EDEBİYATI
Dil, konu ve biçim özellikleri açısından Divan Edebiyatı Arap ve Fars edebiyatı etkisi altında gelişen bir edebiyattır.
Eserlerinin tamamı yazılı olan bir edebiyattır.
Divan Edebiyatı’nda anonim özellikli ürünlere rastlanmaz.
Medrese kültürü altında şekillendiği için saray ve çevresi denilen yüksek zümreye hitap etmiştir.
Divan Edebiyatı soyut bir edebiyattır. İnsan, gerçekte olduğundan farklı ele alındığı için geniş halk kitlesinden kopuk bir edebiyattır. Divan Edebiyatı’nda gerçek hayat sahnelerine pek yer verilmemiştir.
Divan Edebiyatı’nda anlatılan şeyden ziyade anlatılış biçimi önemlidir.
Divan Edebiyatı eserlerinin dili oldukça ağırdır. Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalar anlatımda esas alınmıştır.
“Sanat için sanat” anlayışıyla eserler oluşturulmuştur. Asıl amaç söyleyiş güzelliğini yakalamaktır. Onun için konu geri planda kalmıştır.
Düzyazı (nesir) türünde eserler olmakla birlikte asıl nazımla (şiir) verilen eserler daha yaygındır.
Divan Edebiyatı’nda sanatlı ve süslü bir anlatım kullanılmıştır. Edebi sanatlara oldukça yer verilmiş, mecazlı bir anlatım oluşturma yoluna gidilmiştir. Sanat yapmak bir amaç halini almıştır. Duygu ve düşünceler mazmun denilen kalıplaşmış sözlerle dile getirilmiştir.
Şiirde nazım birimi olarak beyit kullanılmıştır. Şiirdeki anlam beyitte tamamlanır. Bütün güzelliği değil parça yani beyitin güzel olmasına önem verilir.
Divan şiirinde ölçü olarak aruz ölçüsü; uyak olarak da tam ve zengin uyak kullanılmıştır. Ahenk, önemli olduğu için redife de sık sık başvurulmuştur.
Özellikle kasidelerde padişahlara övgü ön plana çıkmıştır. Bunun nedeni ise padişahların Allah’ın yeryüzündeki gölgesi sayılmalarıdır.
Nesir yani düzyazı alanında tezkire, münşeat, mektup, tarih, gazavetname, şehrengiz, surname, seyahatname, sefaretname, pendname, mektup gibi türler ön plana çıkmıştır.
DİVAN ŞİİRİ VE GENEL ÖZELLİKLERİ
Divan şiiri, ilk örneklerini 13. yüzyılda vermiş 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gücünü kaybetmiştir.
Hoca Dehhani, divan şiirini başlatan kişidir. Anadolu sahasında din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir.
Kuralcı bir edebiyat olan Divan Edebiyatı’nda şiirin konu, tema, şekil ve sınırları önceden oluşturulmuştur.
Divan şiirinde soyut konular işlenmiş yaşamı ilgilendiren somut konulara bu şiirde pek yer verilmemiştir.
Din etkisinde bir edebiyat olduğu için tasavvufi konular en fazla işlenen konulardandır.
Divan şiirinde aşk en çok işlenen konudur. Bu aşk platonik bir şekilde verilir. Şairlerin karşılarında sürekli olarak vefasız ve merhametsiz bir sevgili yer alır.
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacumdan tabip
Kılma derman kim helakim zehri dermanundadır.
Divan şiirinde “Sanat için sanat” anlayışı egemendir.
Yaşamdan kopuk bir edebiyattır. Hayaller, günlük yaşamın önüne geçmiştir.
İşledikleri konulara göre şiirler “münacat”, “tevhit”, “naat”, “methiye”, “hicviye”, “mersiye” gibi farklı türlere ayrılır.
Divan şiirinin nazım birimi beyittir. Bent ya da dörtlük nazım birimleri de kullanılmıştır.
Arapça ve Farsça sözler, tamlamalar yoğun bir şekilde kullanılmıştır.
Dil oldukça ağır, anlatım süslü, sanatlı ve ağdalıdır. Özellikle 16. yüzyıldan sonra dil iyice ağırlaşmıştır.
“Mazmun” denilen bütün şairlerin ortak kullandıkları klişeleşmiş ve kalıplaşmış sözler çok fazla kullanılmıştır. Duygu ve düşünceler bu kalıplaşmış sözlerle anlatılmıştır. Kaş için yay, boy için servi, yüz için ay, diş için inci gibi.
Divan şiirinde bütün güzelliği yerine parça güzelliğine (beyit güzelliği) önem verilmiştir. Divan şiirinde beyit bütünlüğü esas alındığından konu beyitte tamamlanmıştır. Her beyit kendi başına bir anlam taşır.
Anlamdan ziyade söyleyiş ön plandadır. Konudan çok konunun işleniş biçimi önemsenmiştir. Aynı konu birçok şair tarafından değişik biçimlerde anlatılmıştır.
Göz için kafiye esas alınmıştır.
Divan şiirinde en çok tam ve zengin uyak kullanılmıştır.
Anlam çok önemli olduğu için redife özellikle önem verilmiştir.
Divan şiirinde, “Mahallileşme”, “Türkiibasit” ve “Sebkihindi” akımlarının etkileri belirgin bir şekilde hissedilir.
Gazel en çok kullanılan nazım şeklidir. Ayrıca kaside, mesnevi, rubai, şarkı, tuyuğ, müstezat, kıt’a öne çıkan diğer nazım biçimleridir.
Şarkı ve tuyuğ nazım şekillerini divan şiirine Türkler kazandırmıştır.
Divan şiirinde şairler, son beyitte mahlaslarını söylemişlerdir. Kemalpaşazade ve Kadı Burhaneddin mahlas kullanmamışlardır. Nazım, kıta, rubai dışında bütün nazım biçimlerinde mahlas kullanılmıştır.
Divan Edebiyatı’nda şiirlerin başlığı yoktur. Şiirler, yazıldıkları nazım şeklinin ismiyle “gazel, kaside vb.” şekilde anılır. İsimlendirme, gazel nazım şeklinde uyak ve redife; kasidelerde ise betimleme bölümüne göre yapılmıştır.
Divan şiirinde Allah’ın birliği ve yüceliğini anlatan şiirlere “tevhid” adı verilir.
Allah’a karşı yakarışları anlatan şiirler “münacaat” olarak adlandırır.
Hz. Muhammed’i (SAV) övmek amacıyla genellikle kaside nazım şekliyle yazılan şiirlere “naat” denir.
Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan acı ve üzüntüyü dile getiren şiirler “mersiye”; bir kimseyi övmek amacıyla yazılan şiirler “methiye”, bir kimseyi yermek amacıyla yazılan şiirler “hicviye”; şairlerin kendini övmek amacıyla yazdığı şiirler de “fahriye” ismiyle adlandırılmıştır.
ARUZ ÖLÇÜSÜ
Kapalı hece: Ünsüz ile biten hecelere kapalı hece veya uzun hece denir.
Açık hece: Ünlüyle biten hecelere denir.
Tefile (cüz): Dizede bölümlerden oluşan kısımdır.
Bahır (bahir) “kalıp”: Dizelerin bölümlerinden oluşan kalıba denir.
Takti: Açık ve kapalı hecelerin bulunmasına denir.
İmale: Açık heceyi kapalı yapmaya denir.
Zihaf: Kapalı heceyi açık yapmaya denir.
Ulama: Ünsüzle biten sözcüğün ünlüyle başlayan kelimeye ulanması
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlare su
Kim bu denlu tutuşan odlare kılmaz çâre su
Kalıp:
Fâ i lâ tün Fâ i lâ tün Fâ i lâ tün Fâ i lün
DİVAN EDEBİYATI ŞAİRLERİ (13 ve 19. yy)
HOCA DEHHANİ:(13.yy.)
13.yüzyılda yaşamıştır.
İlk divan şairi olarak kabul edilmektedir..
Din dışı konular ele almıştır.
Divanı yoktur.
Eseri:
Selçuklu Şehnamesi (mesnevi):Selçuklu Sultanı Üçüncü Alaeddin Keykubad’ın takdirini kazanmış ve sultan tarafından bir “Selçuklu Şehnamesi” yazmakla görevlendirilmiştir. Şairin, Farsça olarak 20.000 beyitlik Selçuklu Şehnamesi yazdığı, ancak bu eserin günümüzde ele geçmediği söylenmektedir.
MEVLANA (13.yy)
Mutasavvıf bir şairdir.
Eserlerini Farsça yazmıştır.
Aruz veznini kullanmıştır.
Mevlevi tarikatının kurucusu oğlu Sultan Veled’dir
Eserleri:
Mesnevi: Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin altı cilt (defter) ve yaklaşık 25.700 beyitten meydana gelen Farsça eserine Mes̱nevî adı verilmiştir. Eserin nazım şekli de mesnevidir.
Divan-ı Kebir: (gazeller ve rubailer)Dîvân-ı Kebîr (Büyük Divan) veya Dîvân-ı Şems-i Tebrizî, Muhammed Celâleddin-i Rûmî’nin söylediği ilahi aşk şiirlerinden oluşan, 44 bin 8 yüz 34 beyitlik (rubai beyitleri ile birlikte yaklaşık 50 bin beyit) nazım bir eserdir.
Fihi Ma Fih: Mevlânâ’nın sağlığında oğlu Sultan Veled veya bir başka müridi tarafından kaydedilen sohbetlerinin vefatından sonra derlenmesinden meydana gelen eserin adı yazma nüshalarında Esrâr-ı Celîl, Esrârü’l-Celâliyye, Kitâbü’n-Neṣâʾiḥ li-Celâliddîn, Risâle-i Sulṭân Veled gibi farklı şekillerde belirtilmiştir. Eser sonraki dönemlerde daha çok Fîhi mâ fîh adıyla tanınmıştır. “İçindekiler içindedir, ondaki ondadır, ne varsa ondadır” gibi anlamlara gelir.
Mecalis-i Seb’a: (yedi vaaz) Mevlana Celaleddin-i Rumi. Mecâlis-i Seb’a Mevlânâ’nın yedi vaazının veya öğüdünün not edilmesi ve meydana geldiği tahmin edilen Farsça-Arapça mensur eseridir.
Mektubat: Mektuplar anlamına gelen bu eser Mevlânâ’nın dost ve akrabalarına, özellikle de Selçuklu emir ve vezirlerine nasihat için yazdığı 147 adet mektuptan oluşur. Mevlânâ Celâleddîn Rûmî’nin ölümünden sonra, mektuplar bir araya getirilmiş ve bu esere de Mektûbât veya Mekâtîb adı verilmiştir.
SULTAN VELED: (13.yy)
Mevlana’nın oğlu ve Mevlevilik tarikatının kurucusudur.
Eserleri:
Divan
İbtida-name (Mevlana’nın hayatını ve hayat felsefesini anlatır.)
Rebab-name: 8000 beyit olan ve 1300-1301 yılında yazılan bu eser, Mesnevî vezni (fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün) ve etkisi ile yazılmıştır. İbtidâ-nâme ile hemen hemen aynı konular işlenir.
İntiha-name: 8300 beyiti bulan bu eser Sultan Veled’in üçüncü mesnevisidir. Bu da Mesnevî vezni ile yazılmış büyük bir öğüt kitabıdır.
Ma’arif: Farsça mensur bir eser olup, elli altı bölümden meydana gel miştir. Eserde Senâî ve Mevlânâ’dan şiirlere de yer verilmiştir
AHMET FAKİH (13.yy)
En önemli eseri Çarhneme’dir
Çarhname: Seksen üç beyitlik bir kasidedir. Dünyanın faniliğinden, dünya zevklerine kapılmanın yanlışlığından, kabir azabından ve mahşerden bahsederek ölümü hatırlatan, bunun yanında kanaat ve alçak gönüllülüğü vs. tavsiye eden dinî bir eserdir.
Kitab-ı Evsaf-ı Mesacidi’ş-Şerife: Mesnevidir. Hac yolculuğu sırasında gördüğü yerleri ve camileri anlatmıştır. İlk manzum seyahatname özelliği taşır.
ŞEYYAD HAMZA (13. yy)
13.yy Anadolu Selçuklular dönemi
Dini ve tasavvufi şiirler yazmıştır.
Eseri:
Yusuf-u Züleyha (mesnevi) Konusunu Kur’an’dan aldığı mesnevisidir. Türk edebiyatında yazılmış olan ilk Yusuf u Züleyha mesnevisidir. Aynı zamanda Türk edebiyatında aşk konulu ilk mesnevidir.
Dastan-ı Sultan Mahmud: Manzume, Gazneli Devletinin en meşhur hükümdarı Gazneli Mahmûd ile bir derviş arasında geçen karşılıklı konuşmayı konu edinmektedir. 79 beyit tutarındaki bu küçük mesnevisinde, diğer şiirlerinde olduğu gibi, dünyanın faniliğini vurgulamaya çalışan Şeyyâd Hamza, kudretli bir hükümdar olan Gazneli Mahmûd ile yoksul dervişi, yani madde ile manayı karşılaştırarak, nefsine hükmetmesini bilen dervişin varlık ve ihtişam içinde olan sultandan üstün olduğunu vurgulamıştır.
AHMEDİ (14.yy)
Divan sahibi olan ilk şairimizdir.
Sade bir dil ile yazmıştır.
Oğuz Türkçesi
Bursa için kaside yazmıştır.(şehrengiz)
Eserleri:
Divan
Cemşid-ü Hurşit (mesnevi): Çin hükümdarının oğlu Cemşîd rüyasında gördüğü kıza âşık olur. Bu kız Rum kayserinin kızı Hurşîd’dir. Aşk derdiyle günden güne eriyen Cemşîd babasını razı edemeyeceğini anlayınca dostu bezirgân Mihrâb ile birlikte sevdiğine kavuşmak için yollara düşer. Başından geçen binbir güçlük, cenkler ve mücadeleler sonunda sevdiğine kavuşan Cemşîd, Hurşîd’le evlenerek Çin’e döner ve daha sonra da babasının tahtına çıkar.
Türk edebiyatındaki ilk “Cemşîd ü Hurşîd” mesnevisi Ahmedî tarafından yazılmıştır. Ahmedî’nin, Sâvecî’nin mesnevisindeki gibi aruzun “mefâîlün mefâîlün feûlün” kalıbıyla kaleme alınan 4798 beyitlik eseri, bizzat şairi tarafından yapılan geniş ilâvelerle Selmân-ı Sâvecî’ninkinin alelâde bir tercümesi olmaktan çıkmış, telif denebilecek bir zenginliğe yükselmiştir.
İskendername (mesnevi): Ahmedî, Sultanın isteği üzerine mesnevisinin sonuna ilk manzum Osmanlı tarihi sayılabilecek 334 beyitlik bir Gazavatname eklemiştir.
Tervihu’l Ervah: Tıpla ilgili bir mesnevidir.
Mirkatü’l Edeb: Arapça-Farsça manzum lügattir.
ÂŞIK PAŞA(14.yy)
Asıl adı Ali olan Âşık Paşa, mutassavıf bir şairdir.
Selçuklu sarayında Farsçanın konuşulduğu bir dönemde Türkçeyi savunmuştur.
Eserleri:
Fakrnâme: Âşık Paşa’ya ait olduğu ancak son zamanlarda tesbit edilebilen tasavvufî muhtevalı 161 beyitlik bir mesnevidir. Roma ve Manisa kütüphanelerinde iki nüshası vardır. Eserde rengârenk bir kuş olarak tasvir edilen “fakr” sonunda Hz. Peygamber’i seçerek onda karar kılmaktadır.
Kimya Risalesi : Nazım-nesir karışık bir eserdir.
Vasf-ı Hâl: Otuz bir beyitten ibaret olan bu küçük mesnevinin Roma ve Manisa’da iki nüshası bilinmektedir. Mesnevide şairin adı geçmemekle beraber eserin Garibnâme’nin sonunda yer alması, Âşık Paşa’ya ait olduğu fikrini kuvvetlendirmektedir.
Garipname: 12.000 beyitlik bu mesnevi, on bölümden oluşmaktadır. Dinî, tasavvufi ve öğretici nitelikler taşıyan eser, halkı eğitmek maksadıyla Türkçe olarak yazılmıştır. Eser, sade dili sayesinde asırlar boyunca çok geniş bir okur kitlesine hitap etmiştir. 1330 yılında aruzla yazılan eserin sade bir dili vardır.
KADI BURHANEDDİN (14.yy)
14. yüzyıl divan şairidir.
Tuyuğlarıyla ünlüdür.
Sivas’ta beylik de yapan şair, bir savaşta esir düşerek ölmüştür.
Şiirlerinde dünya zevklerini konu edinmiştir.
Eseri:
Divan
NESİMİ(14.yy)
14. yüzyıl divan şairidir.
Azeri sahası şairlerindendir.
Tasavvuftan etkilenmiştir.
Sade bir dille, halka ulaşmaya çalışmıştır.
İnancı nedeniyle derisi yüzdürülerek öldürülmüştür.
Eseri:
Divan
GÜLŞEHRİ (14.yy)
*Sade bir Türkçeyle yazmış, Türkçeyi sanat dili haline getirmeye çalışmıştır.
Mantıku’t Tayr: “Kuşların konuşması” anlamına gelen “Mantıku’t Tayr” adlı tasavvufi alegorik mesnevisinde Kaf Dağı’na ulaşmak isteyen kuşların Hz. Süleyman’ın kuşu olan Hüthüt’ün önderliğinde yaptıkları yolculuğu anlatır. Manṭıḳu’ṭ-ṭayr’da vahdet-i vücûd inancını anlatmıştır. Buna göre var olan sadece vücûd-ı mutlaktır.
Tasavvufi alegorik mesnevi
Eserleri:
Mantıku’t Tayr Farsçadan çeviri
Felekname: İlhanlı Hükümdarı Hazan Han adına sunulmuş Farsça bir mesnevidir. Eser insanın nerden gelip nereye gideceğini anlatır.
Aruz Risalesi: Farsça yazılmıştır.
Keramet-i Ahi Evran: Türkçe mesnevidir.
HOCA MESUT(14.yy)
14. yüzyılda yaşamış divan şairidir.
Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur.
Süheyl ü Nevbahar : Diğer adı Kenzül Bedayi’dir. Aşk konulu mesnevidir. Yemen padişahının oğlu Süheyl ile Çin imparatorunun kızı Nevbahar’ın aşkı anlatılmıştır.
Ferhengname-i Sadi: İranlı Sadi’nin Bostan adlı eserinden çeviridir. Tasavvufi bir mesnevidir.
ŞEYHİ (15.yy.)
15. yüzyılın en güçlü divan şairidir.
Tasavvuftan etkilenmiştir.
Harname adlı 126 beyitlik sembolik mesnevisiyle tanınmıştır.
Bir fabl olan Harname’de şair, bir eşekten hareketle tasavvufi ve toplumsal bir hiciv örneği vermiştir.
Eserler:
Harname: Divan edebiyatı şairi Şeyhî tarafından kaleme alınmış mesnevi 126 beyitten oluşmaktadır. Aynı zamanda bir hekim olan Şeyhî; Çelebi Mehmed’i tedavi edince, Çelebi Mehmed ona bir köy hediye eder. Köye doğru yola koyulan Şeyhî, yolda eşkıyalar tarafından soyulur ve dövülür. Bunun üzerine Harnâme’yi kaleme alır. Eserde toplumun kötü yönlerini hicvetmekte; fakat bunu mizahi bir üslup ile yapmaktadır. Har eşek demektir ve eser, Türk edebiyatının ilk fabl örneği olarak kabul edilir.
Feilatün mefailün feilün kalıbıyla yazılmıştır.
Hüsrev-ü Şirin: Farsçadan çeviri mesnevi
Divan
AHMET PAŞA (15.yy)
Fatih Sultan Mehmet’in hocasıdır.
Aşık Çelebiye göre birkaç fesatçının iftirasına uğramış hapse atılmıştır.
“Kerem Kasidesi” 35 beyitlik kasideyi padişaha sunmuş ve affedilmiştir.
Eseri: Divan
NECATİ BEY (15.yy)
Mahallileşme akımını başlatmıştır.
Atasözleri, halk söyleyişleri
Türkçenin şiir dili olmasında katkıda bulunan şairlerdendir.
Eseri: Divan
SÜLEYMAN ÇELEBİ (15.yy)
Vesiletü’n Necat (kurtuluş vesilesi) mesnevi
Hz. Peygamberin hayatı anlatır (Mevlit- doğmak)
Eseri: Vesiletü’n Necat (kurtuluş vesilesi) mesnevi
ALİ ŞİR NEVAİ (15.yy)
Çağatay edebiyatı
Düşünür ve devlet adamı
Hamse sahibidir.
Eserleri:
Divan
Muhakemet’ül Lugateyn (Türkçenin Farsçadan üstün olduğunu savunur.)
Mecalisü’n Nefais (İlk Tezkire)
Mizan’ül Evzan (Aruz vezniyle ilgili teorik bir eser)
TAŞLICALI YAHYA (16.yy)
Şah u Geda (mesnevi)
İstanbul ve Edirne için kasideler yazmıştır. (Şehrengiz)
BAĞDATLI RUHİ(16.yy)
16. yüzyılda yaşamıştır.
Azeri sahası şairidir.
Toplumsal konuları işleyen ilk bir şairdir.
Divan’ındaki terkib-i bend’iyle tanınır. Üzerine üç yüzden fazla nazire yazılan bu “terkib-i bent”e en güzel nazireyi Ziya Paşa yazmıştır.
Eseri: Divan
FUZULİ (16.yy)
Azeri- Bağdat-Kerbela
Azeri Türkçesi- Farsça- Arapça
Gazel-Acı- İlahi Aşk
Su Kasidesi
Leyla ile Mecnun
Tasavvufun etkisiyle, beşeri aşkı ilahı aşka ulaşmak için bir basamak olarak değerlendirmiştir; bundan dolayı şiirlerini acı çekmenin insanı olgunlaştıracağı düşüncesiyle yazmıştır.
Eserleri:
Divan (Azeri Türkçesi- Farsça- Arapça)
Leyla ile Mecnun (mesnevi)
Şikayetname (mektup)
Hadikatü’s Süeda (Kerbalayı anlatır)
Hadis-i Erbain Tercümesi (Kırk Hadis)
Beng-ü Bade
Enisü’l Kalb
Rind ü Zahit
Sakiname
BAKİ(16.yy)
Sultanü’ş Şuara (şairler sultanı)
Osmanlı sahasında en olgun şairdir.
Gazel
Din adamı olmasına rağmen din dışı konularda şiirler yazmıştır.
Rindane bir şaridir
Kanuni Mersiyesi
Mesnevi yazmamıştır.
Mahalileşme akımının etkisiyle sade İstanbul Türkçesiyle şiirler yazmış bir öncü isimdir.
Eserleri:
Kanuni Mersiyesi
Divan
Fezail-i Cihat (Arapçadan tercüme)
Fezail-i Mekke (Arapçadan tercüme)
Hadis-i Erbain Tercümesi (Kırk Hadis)
ZATİ
16. yüzyılda gazel ve kaside türlerinde eserler veren önemli divan şairlerimizdendir.
Eserleri:
Şem ü Pervane, Ahmed ü Mahmud, Ferruhname, Siyer-i Nebi, Fal-i Kur’an, Şehrengiz
SEHİ BEY
Şair ve Anadolu sahasının ilk tezkire yazarı olan Sehî Bey, Edirne’de doğdu. Asıl adı belli değildir. Kimi kaynaklara göre devşirme olduğu ifade edilir. Şairlik bakımından zayıf olmakla birlikte, onu önemli kılan Heşt Behiş adlı tezkiresidir. 241 şair
LATİFİ
Latîfî, Kastamonu doğumlu 16. yüzyıl divan edebiyatı şairi. Asıl adı Abdüllatif’tir. Öğrenimini tamamladıktan sonra, kâtiplik göreviyle İstanbul, Belgrad, Mısır ve Rodos’ta bulundu. 1582 yılında Mısır’dan Yemen’e giderken bindiği geminin batması sonucu öldü. Anadolu’da Sehî Bey’in Heşt Bihişt’inden sekiz yıl sonra yazılmış olan ikinci tezkire Latîfî Tezkiresi’dir. “Tezkiretü’ş-şuara” veya “Tabsıra-i Nuzemâ” olarak da bilinen eser, bir mukaddime, üç fasıl ve bir hâtimeden oluşur. Tamamlandıktan sonra devrin hükümdarı Kanunî Sultan Süleyman’a sunulmuştur.
HAYALİ
Heyecan ve hisse çok değer veren bir şairdir.
Tasavvufi şiirleri olmakla birlikte tasavvufi bir şair değildir.
Eseri:
Divan
NEV’İ
Edebiyatımızda sade dilli ve samimî duygular bulunduran gazelleri ile tanınmıştır.
Âşıkane söyleyişi vardır.
Eserleri:
Dîvan, Hasb-ı Hâl, Tercüme-i Hadîs-i Erbain
NEF’İ (17.yy)
Hicivleriyle meşhurdur. Ölümü de bu sebepledir.
Kaside ustasıdır.
Sebk-i Hindi
Dili ağırdır.
Eserleri:
Divan
Siham-ı Kaza (kaza okları)
NABİ (17.yy)
Hikemi (öğretici)
Toplumun aksaklıklarını eleştirmiştir.
Dili sadedir
Şeyhü’ş Şuara (şairlerin şeyhi)
Eserleri: Divan
Hayriye (oğlu için yazdığı, didaktik mesnevi)
Hayrabad (mesnevi)
Tuhfetü’l Haramayn (gezi yazıları)
Surname
AZMİZADE HALETİ
17. yüzyılda rubaileriyle ün yapmıştır.
Rubai nazım şeklini edebiyatımızda kullanan en usta şairdir.
Rubailerini Divan’ında toplamıştır.
Eserleri:
Divan
Sakiname
Münşeat
NAİLİ
Gazel tarzına yeni bir söyleyiş, yeni bir tarz, yeni bir hava getirmiştir. Şarkının ilk örneklerini yazmıştır.
Sebk-i Hindi tarzının divan edebiyatındaki ilk temsilcisidir.
Eseri:
Divan
KÂTİP ÇELEBİ
Coğrafi yapıtların en önemlisi olan Cihannüma Osmanlı coğrafyacılığında yeni bir çığır açmıştır. Sade nesir türünün temsilcisidir.
Cihannümâ: Coğrafya mevzuunda yazılmıştır.
Fezleke: Kâtib Çelebi’nin tarihle ilgili mühim eseridir. Fezleke Arapça yazılmış bir umumî tarih kitabıdır.
3.Keşf üz-Zünûn an -Esâmi’il-Kütübi ve’l-Fünûn: Büyük bir bibliyografya kamusu olup 20 yılda meydana getirilmiştir. 14.500 kadar kitap ve risale kaydedilmiş
Mizan ül-Hakk fi’İhtiyar il-Ahakk: Kâtib Çelebi’nin en son eseri olup, 1656’da te’lif olunmuştur.
NERGİSİ
Nergisi Divan Edebiyatımızın aşırı derecede süslü, sanatlı nesirlerini yazdı.
Kısa bir cümleyle anlatılabilecek düşünceyi alabildiğine uzatarak süsleyerek karmaşık bir dille kaleme aldı.
Nergisi’nin ünlü eseri Hamse mensur şeklinde yazılan ilk hamse
Nihalistan İksiri,
Saadet,
Meşakul’uşşak,
Kanun ü Reşat ve
Gazevatı Mesleme
adlı beş kitaptan meydana gelmiştir. Bu kitaplarda cömertlik, aşk, ders alınacak durumlar, konukseverlik, tövbekârlık konularını işlemiştir.
EVLİYA ÇELEBİ
yüzyılın önde gelen gezginlerinden biri olan Evliya Çelebi, elli yılı aşkın süre boyunca Osmanlı topraklarını gezerek gördüklerini Seyahatname adlı eserinde toplamıştır. 10 ciltten oluşur. Köroğlu adını ilk kez kullanmıştır.
NEŞATİ
Kasidelerinde Nef’î’nin etkisi görülür.
Divan edebiyatının Sebk-i Hindî tarzının öncülerindendir.
Eserleri:
Dîvân, Hilye, Edirne Şehrengîzi, Şerh-i Müşkilât-ı Urfî
ŞEYHÜLİSLAM YAHYA
Gazel nazım şeklinde üstat olarak tanınmış, onun bu alandaki başarısı daha sonra Nedim gibi bir şair tarafından bile kabul ve takdir edilmiştir.
Eseri:
Divan
NEDİM (18.yy)
yüzyıl Divan şairidir.
Zevk ve eğlence şairidir.
İstanbul’un gezinti ve eğlence yerlerini şiirlerinde anlattığı için “İstanbul Şairi” olarak anılmaktadır.
Lale Devri’nin canlı, eğlenceli yaşamını şiirlerine aktarmıştır.
Dini şiiri yoktur.
Şarkı nazım şeklindeki eserleriyle sevilmiştir.
İstanbul Türkçesiyle başarılı gazel, kaside ve şarkılar yazmıştır.
Şiirlerinde halk dilinde yer alan deyim ve sözcükleri kullanmıştır.
Mesnevisi yoktur.
Mahallileşme akımının etkisiyle hece ölçüsüyle bir “türkü” yazmıştır.
Eseri:
Divan
ŞEYH GALİP (18.yy)
Divan şiirinin son büyük şairidir.
Mevlevi şeyhidir.
Sebk-i Hindi akımının temsilcisidir
Ağır bir dili vardır.
Eserleri:
Divan
Hüsn ü Aşk (mesnevi)
SÜNBÜLZADE VEHBİ
Kasidelerinde Nefî’yi, gazellerinde Bâkî ve Nâbî’yi taklit eden şair, daha çok mesnevileriyle tanınmıştır.
Eserleri:
Lutfiyye, Tuhfe-i Vehbi, Nuhbe-i Vehbi, Şevkengiz
ENDERUNLU FAZIL
Mahallileşme ve halka yaklaşma akımının önemli temsilcilerinden sayılır.
Eserleri:
Divan, Hubanname, Defter-i Aşk, Çenginame, Zenanname
FITNAT HANIM
. Divan edebiyatının ilk kadın şairi
Nazım tekniğine olan hâkimiyeti, ifade kuvveti şiirlerinde kendini gösterir.
Kaside ve benzeri geniş çerçeveli manzumelerden çok, gazel, kıt’a, rubai gibi küçük hacimli şiirler yazmayı tercih etmiştir.
Eseri:
Divan
YÜZYIL
Bu yüzyılda divan edebiyatı çökmeye ve çözülmeye başlamıştır.
ENDERUNLU VASIF
Nedim’in etkisinde olan sanatçının dili sade, üslubu içten ve doğaldır. Nedim’den sonra en büyük şarkı yazarıdır.
Mahallileşme akımının bu yüzyıldaki en önemli temsilcisidir.
YENİŞEHİRLİ AVNİ
Mesnevinin ilk üç cildini Türkçeye çevirdi.
Âb-nâme: Bahâriyye Mevlevihânesi‟nde çekilen susuzluğu dile getiren manzum-mensur dilekçe mahiyyetindeki eser, II. Abdulhamid‟e sunulmuĢ ve Eşref Gazetesi‟nde yayınlanmıĢtır.10 Su ile ilgili mazmunları sıralaması açısından dikkat çekicidir.
KEÇECİZADE İZZET MOLLA
Devrin son üstadı kabul edilir.
Eserleri:
Bahar-ı Efkâr, Hazan-ı Asar, Mihnetkeşan, Gülşen-i Aşk
DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ VE TÜRLERİ
1.Beyitlerle Kurulan Nazım Biçimleri
Gazel:
“Beyitlerle âşıkane sohbet etmek”
En çok kullanılan nazım biçimidir.
Aşk, sevgi, güzellik ve içki konularında yazılır. Liriktir.
Gazel 5-15 beyitten oluşur
Genellikle konu bütünlüğü olmaz.
“yek ahenk” aynı konuyu işleyen beyitlerden oluşan gazel
“yek avaz” aynı söyleyiş güzelliği olan gazel
İlk beytine “matla”
Son beytine “makta”
Genellikle son beyit olur “mahlas beyti”
“beytül gazel” “şah beyit” (en güzel beyit)
“aa, xa, xa, xa, xa, xa”
Fuzuli, Baki, Nedim, Necati, Taşlıcalı Yahya, Naili, ve Şeyh Galip önemli gazel şairleridir.
Aşıkane: Aşkla ilgili acı, keder, yakarış, yakınma gibi içli duyguların anlatıldığı gazellere “âşıkane gazel” denir. Fuzuli bu tür gazellerin ustasıdır.
Rindane: Dünya malına, şan ve şöhrete önem vermemeyi, yaşamaktan zevk alma düşüncesini anlatan gazellere “rindâne gazel” denir. Bakî’nin gazelleri bu tür gazellerin örneğidir.
Şuhane: Sevgiliyi ve aşkın zevklerini zarif, çapkınca bir tarzda anlatan gazellere ise “şûhâne gazel” denilmiştir. Nedim bu tür gazelde rakipsizdir.
Hikemi: Nabi’nin gazellerinde olduğu gibi, özlü sözlerle hayat dersi veren ya da ahlakla ilgili öğütler aktaran, öğretici gazeller “hikemî gazel” adını alır.
Kaside:
“Kastetmek yönelmek”
Doğuş yeri Arap edebiyatıdır.
Bölümleri vardır
Türk edebiyatında, din ve devlet büyüklerini övmek için yazılan şiirlerdir.
33-99 beyitten oluşur.
“aa, xa, xa, xa, xa, xa”
İlk beytine matla
Son beytine makta
En güzel beytine beytü’lkasid
Mahlas beytine de taç beyit denir.
Nefi kasideleriyle meşhurdur.
Kasidenin Bölümleri:
a)Nesib (Teşbib) : Giriş “tabiat tasviri”
b)Girizgah (giriz): Asıl konuya giriş
c)Medhiye : Kasidenin sunulduğu kişiye övgü
d)Tegazzül : Gazel
e)Fahriye : Şair kendini över
f)Dua : Kasidenin yazıldığı kişiye dua edilir
Konularına Göre Kasideler:
Tevhit :Allah’ın Birliği
Münacaat :Allah’a yakarışı
Medhiye :Övgü
Hicviye :Yergi
Mersiye :Ölüm acısı
Cülusiyye : Padişahın tahta çıkması
Suriyye : Düğün-sünnet
Mesnevi:
“ikili, ikişer, ikişer”
İran edebiyatı bize gelen bir türdür.
Hikâye ve romanın yerini almıştır.
En uzun nazım biçimidir. 20, 25 bin beyte kadar çıkabilir.
Bölümleri var: Ön söz, tevhit, münacat, naat, miraciye, 4 halife için övgü, eserin sunulduğu kişiye övgü, yazış sebebi, asıl konu, son söz
Kafiye: aa, bb, cc, dd, ee…
Hamse: Beş mesneviden oluşan esere hamse denir.
Mevlana, Fuzuli, Şeyhi, Nabi, Şeyh Galip önemli hamse şairlerimizdir.
Önemli Mesnevilerimiz:
Kutadgu Bilig : Yusuf Has Hacip
Leyla vü Mecnun : Fuzuli
Hüsrevü Şirin, Harname : Şeyhi
Yusuf-ü Züleyha : Şeyyad Hamza
İskendername :Ahmedi
Hüsn-ü Aşk : Şeyh Galip
Vesilet-ün Necat : Süleyman Çelebi
Mantık-ut Tayr : Gülşehri
Hayriye : Nabi
Kıta:
İki beyitten oluşur.
Kafiye düzeni xa xa
Dörtlük de denir.
İlm kesbiyle pâye-i rif’at
Ârzû-yı muhâl imiş ancak
Aşk imiş her ne var âlemde
ilm bir kîl ü kâl imiş ancak
(Fuzulî)
Müstezat:
Kelime anlamı “artmış, çoğalmış” dır. (ziyade kökünden)
Gazelin uzun dizelerine kısa bir dize eklenerek yazılır.
Kısa dizelere ziyade denir.
Gazele benzer.
Kafiye düzeni şöyledir: a(b) a(b), x(x) a(b), x(x) a(b). .
Türk edebiyatında tesbit edilen ilk müstezad örnekleri XIV. yüzyıl şairi Nesîmî’ye aittir. Daha sonra gelen belli başlı müstezad şairleri Şeyhî, Ali Şîr Nevâî, Necâtî, Rûhî-yi Bağdâdî, Nâilî, Nâbî, Nedîm, Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin, Şeyh Galib, Enderunlu Fâzıl,
Türk edebiyatında en fazla müstezad yazan şair kırk beş adet şiiriyle Müstakimzâde’dir.
Bülbül yetişir bağrımı hûn etti figanın
Zabt eyle dehânın
Hançer gibi deldi yüreğimin tfğ-i zebanın
Te’sir-i lisânın
Ah eylemeğe başladı âyâ bu ne halet
Nolsun bu hararet
Bilmem yine bir derd mi var bülbül-i canın
Ol mürg-ü nihânın
Âh etse nola bülbül-i dil meşhedim üzre
Tâ mahşer olunca
Çok çekti gam-ı harını gülzâr-ı cihanın
Bu bâğ-ı fenanın
İzzet ne şeker çiğnedi tût? gibi bilmem
Açmış yeni bir söz
Reşk ile sulandı yine ağzı şuarânın
Sınf-ı fusehânın
(İzzet Molla)
2.Bentlerle Kurulan Nazım Biçimleri
A) Tek Dörtlükler:
1.Rubai:
İran menşeilidir
Tek dörtlükten oluşur. “aaxa” kafiye düzeni
Kendine özgü aruz ölçüleriyle yazılır.
Rubailerde şair dünya görüşünü, felsefesini, tasavvufi düşüncesini, maddi ve manevi aşkını, özlü bir biçimde işler.
Ömer Hayyam, Mevlana, Nabi, Nedim, Yahya Kemal, Arif Nihat Asya
Esrârını dil zamân zamân söyler imiş
Hengâme-i gamda dâstân söyler imiş
Aşk ehli olup da mihnet-i hicrâna
Ben sabr iderin diyen yalan söyler imiş
(Azmîzâde Hâletî)
2.Tuyuğ (Tuyuk)
Türklerin kazandırmış olduğu bir nazım türüdür.
Maninin karşılığı sayılabilir.
Tek dörtlüktür.
“aaxa” kafiye düzenindedir.
Manide olduğu gibi cinaslı uyak kullanılır.
“Fâilâtün, Fâilâtün, Fâilün” sadece bu kalıpta yazılır.11’li heceye denk gelir, mani ise yedili heceyle yazılır.
Rubaide işlenen konular tuyuğda da işlenir.
Kadı Burhaneddin, Nesimi, Ali Şir Nevai
Ozini eşşeyh gören serdâr olur
Enelhak dâva kılan berdâr olur
Er oldur, Hak yolma, baş oynaya,
Döşekte ölen yiğit murdar olur.
Kadı Burhaneddin
B) Musammatlar:
Musammatlar dört ya da daha fazla mısralı bentlerden oluşan şiirlerdir.
Dörtlüler:
Murabba: (rabia)
Dört mısralık bölümler
3-7 bent
Aruzun her ölçüsüyle yazılabilir.
Her konu işlenebilir. Özellikle felsefi konular ve aşk…
aaaabbbaccca ya da bbbacccaddda
Nedim , Fuzuli
Şarkı:
Türklerin kazandırdığı bir türdür. İlk örneklerini Naili vermiştir.
Bestelenmek için yazılır.
Bent sayısı azdır.
Konu: aşk, sevgi, sevgili, içki ve eğlence
Kafiye murabba gibi ama farklı da olabilir.
Nedim, Enderunlu Vasıf, Enderunlu Fazıl ve Yahya Kemal
Terbi:
Dörtleme, dörtlü duruma getirme
Bir gazelin beyitlerinin üstüne ikişer dize eklenerek yapılır.
Terkib-i Bent:
Bent sayısı 5-10 arasında değişir.
Vasıta beyti her bendin sonunda değişir.
Felsefi ve sosyal düşünceler ele alınır.
“Kanuni Mersiyesi” terkib-i bent
Bağdatlı Ruhi, Ziya Paşa
Terci-i Bent: (tercih edilerek değişmiyor)
Vasıta Beyti Değişmez
Daha çok Allah’ın varlığı, birliği, kâinatın sonsuzluğu gibi konular işlenir.
DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ
A-BEYİTLERLE B-TEK DÖRTLÜK C-BENTLERLE OLAN
1-GAZEL 1-TUYUĞ 1-MURABBA
2-KASİDE 2-RUBAİ 2-ŞARKI
3-MESNEVİ 3-TERBİ
4-KIT’A 4-MUHAMMES
5-MÜSTEZAT 5-MÜSEDDES
6-MÜSEBBA
7-MÜSEMMAN
8-MÜTESSA
9-MU’AŞŞER
10-TERKİB-İ BENT
11-TERCİ-İ BENT
Yorumlar
Yorum Gönder