SIFAT (ÖN AD)

 SIFAT (ÖN AD)

Adların önünde kullanılan ve renk, durum, sayı, biçim vs. bakımından adları niteleyen ya da belirten kelimelerdir.

Sıfatlar, yalın halde bulunur ve hiçbir çekim eki almaz. Sıfatlar, anlatıma zenginlik katar. Sıfatla nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu sözcük grubuna da sıfat tamlaması denir.

Sıfatlar görev ve anlamları bakımından niteleme ve belirtme sıfatları olmak üzere ikiye ayrılır.

 

 

Bir adın biçimini, durumunu ve rengini gösteren sıfatlardır.  Adların önüne gelen “NASIL?” sorusuna yanıt veren sıfatlardır

 

Örnek

Çaydanlıkta kaynar su kalmamıştı.

Eski, paslı bir kovayla su taşıyordu.

İzmir’in bu tertemiz, yeşilimtırak sularında keyifle yüzüyordu.

Dedem koynunda yattıkça benimsin ey güzel toprak!

Ankara bu tepeden daha güzel görünüyor.(zarf)

Canlı, neşeli insanlar daha çok sevilir.

İrili ufaklı taşlar topladım.

Masmavi deniziyle Antalya bizleri bekliyor.

Bereketsiz bir yağmur yağıyor, yüzüme serin bir hava çarpıyordu.

Boşboğaz ve açgözlü insanlardan nefret ederim.

İlgisiz bir çocukluk ve gençlik geçirdiği için içine kapanıktı.

Dipdiri duruyor bu antika radyo. (zarf)

Bütün dostları bana yakın davranıyor.(zarf)

En yakın dostum Ömer’di.

Yalan yanlış haberlerle bizi oyalıyor.

Benimle doğru dürüst konuşun.(zarf)

Biraz da sabırlı davranın (zarf)


Çalışkan öğrencileri herkes sever.


Mavi elbise de ona yakışmış.

İnsan kurumuş ağaç gibi olmamalıdır.


Yeşil pencerenden bir gül at bana.

Öğretmenler, yaramaz öğrencileri sevmez.

Bu kadar yüksek duvardan nasıl atlamış?

Dağın arkasında nihayet düz yolda ilerlemeye başladık.


Küçük kapılardan girmeye çalışanlar eğilmeye mahkûm olur.


Mavi gökler kapkara bulutlarla kaplıdır.


Susuz arazide hayat sürmeye çalışıyorlardı.


Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.

Burada güzel günler geçirmiştik.


Tasasız kişilerden insanlığa hayır gelmez.


Kocaman yüreğiyle insanlık dersi veriyordu herkese.


Kötü söz geçmez akçe sahibinindir.


Siyah gözlük ve yeşil kravat amma da yakışmıştı ona.


Kırmızı gülü ona mor menekşeyi diğerine verdi.


Eski köye yeni adet getirmeye çalışıyorlar.


Acı sözler yaralı gönüllerden çıkar.

 

Yukarıdaki cümlelerde renkli olarak belirtilen bütün sözcükler niteleme sıfatıdır. Onların önlerinde yer alan bütün isimlere “nasıl?” sorusu sorulabilmektedir.

 

Uyarı: Niteleme sıfatları çeşitli şekillerde oluşur.

 

 

Örnek

Kimsesiz insanların ellerinden tutmalıyız.

Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.

Görgülü kişileri daha çok seviyorum.

Aynalı çarşıda birçok hatıra yatar.

Simitçi çocuk bugün yerinde değildi.

Çalgıcı Yunus yine sazıyla bir şeyler çalıyor.

Yemeklik soğana diyecek yok.

Zeytinyağlı börek de güzel olmuş.

 

 


Örnek


Yanık yüreklere bunu anlatamazsın.


Soğuk havalarda daha sıkı giyinmek gerekir.

Bu soruna kalıcı çözüm şarttır.

Vatan, çalışkan insanların omuzları üzerinde yükselir.


Çürük tahta çivi tutmaz.


Korkak kişiler asla lider olamazlar.


Yırtıcı hayvanlar bu bölgede çok olur.

 

 

Uyarı: Özel isimlerle kullanılan akrabalık, saygı ve meslek unvanları da niteleme sıfatı sayılır.


Örnek

Gazi Mustafa Kemal

Avukat Hasan

Kaymakam Furkan

Doktor Remzi

Savcı İsmail

Mareşal Fevzi Çakmak

Yüzbaşı Mehmet Şefik Aker

Mimar Sinan

Avcı Mehmet

Nişancı Mehmet Paşa

Dede Korkut

Çolak Salih

Genç Osman

Deli Petro

Deli İbrahim

Aslan Yürekli Richard

 

2.Belirtme Sıfatları

 

Bir adı sayı, soru, işaret, yoluyla belirten sıfatlardır. Adların önünde gelen ve       “HANGİ, KAÇ, KAÇINCI?” gibi sorulara yanıt veren sıfatlardır.

Dörde ayrılır:

1) İşaret sıfatları

2) Sayı sıfatları

3) Belgisiz sıfatlar

4) Soru sıfatları

 

Arabada dört kişi rahatlıkla seyahat edebilir.

 

Senin de bu sorulara yanıt bulman gerekir.

 

Her öğrencinin hayalini süslüyor bu üniversiteler.

 

Hangi soruyu kaç öğrenci doğru yanıtlamış, buna bakacaksın!

 

1) İşaret Sıfatları

Adları işaret yoluyla belirten “bu, şu, o, böyle, şöyle, öteki, beriki” gibi sözcüklerdir.

İsimlere sorulan “Hangi?” sorusuna cevap verir. İşaret sıfatları varlıkların bulunduğu yeri gösterir.


Örnek

Bu insanlar daha çalışkandır. (cümlesinde yakını)


Şu elbiseyi de giyecek misin? (cümlesinde biraz uzakta olanı)


O masayı içeri al. (cümlesinde çok uzakta olanı)


Öteki kişiler orada ne bekliyorlar?

Bu konuda beriki çocuk doğruyu söylüyor.


Şöyle adamları oldum olası sevmedim.


Diğer kişilere bir bakın sanki bize doğru geliyorlar.


Böyle duvarın yanında hiç durulur mu?

Oraya öbür yoldan daha çabuk ulaşırız.

 

 

İşaret Sıfatları ile İlgili Uyarılar

 

 

Örnek

 

Bu elbise bu fiyata satılmamalıdır.

 

Bunu bu fiyata satmamalıyız.

 

Yukarıdaki ilk cümlede geçen “bu” sözcüğü ek almadığı ve bir isimden önce geldiği için işaret sıfatıdır. İkinci cümlede geçen “bunu” sözcüğü ise ek aldığı için sıfat olmaktan çıkıp işaret zamiri olmuştur.

 

 

Örnek

O evi çok beğenmiş. (işaret sıfatı)

O, evi çok beğenmiş. (şahıs zamiri)

 

 

Örnek


O ev bir gün benim olacak. (işaret sıfatı)

 

O, en sevdiğim kişidir. (şahıs zamiri)

 

O, en son kullanılacaktı, demiştim. (işaret zamiri)

 


Örnek


O öğrenciler okula doğru geliyorlar. (İsimden önce gelmiş.)


O çalışkan öğrenciler okula doğru geliyorlar. (Sıfattan önce gelmiş.)

 

 

Örnek

Bu adam beni hiçbir zaman anlamadı. (işaret sıfatı)

Bu taşındır diyerek Kâbe’yi diksem başına! (işaret zamiri)

Şu adamı hiç gözüm tutmuyor. (işaret sıfatı)

Şu, babamın en büyük hatırasıydı. (işaret zamiri)

Bu çocuklar buradan derhal gitmelidir. (işaret sıfatı)

Bunlar, derhal gitmelidir. (işaret zamiri)


Örnek


Ol gece kim doğdu ey hayrü’l beşer.


Şol cennetin ırmakları / Akar Allah deyü deyü (Yunus Emre)


İşbu defter kırk sayfadan ibarettir.

 

 

 

Varlıkların sayı bakımından belirsizliklerini ifade eden sıfatlara denir. Varlıkları tam olarak değil de yaklaşık olarak belirten sıfatlardır. “Bir, birçok, birkaç, çoğu, kimi, bazı, tüm, başka, bütün, birtakım, hiçbir, herhangi bir, her” gibi sözcüklerin önlerine bir ismin gelmesiyle oluşur.


Örnek


Bir gün hepimiz yaptıklarımızdan pişman olacağız. (bir gün)

Yarın okulumuzda bazı dersler boş geçecek. (bazı dersler)


Birçok insan anne ve babasının kıymetini sonradan anlar. (birçok insan)

Bunu hiçbir insan geri çeviremez. (hiçbir insan)


Birkaç arkadaş birlikte pikniğe gidecekler. (birkaç arkadaş)

Onlar, bu konuda her şeyi göze almışlardı. (her şey)

Kimse bütün insanlığı karşısına alamaz. (bütün insanlık)


Biraz elma alalım diye gelmiştik manava. (biraz elma)

İnsanlar, çoğu zaman yaşanılan anın kıymetini bilmezler. (çoğu zaman)


Bir gün sen de anlarsın dünyanın kaç bucak olduğunu. (bir gün)


Kimi insanlar balıkların çeşidini bilir, ben ayrılıkların. (kimi insanlar)

Yaptığımız tüm hesaplar alt üst oldu böylece. (tüm hesaplar)


Birtakım düşünceler kişileri köreltir. (birtakım düşünceler)

Bu işte herkes başka hesap peşindedir. (başka hesap)


Herhangi bir tuşla oraya ulaşabilirsiniz. (herhangi bir tuş)

 

Yukarıdaki cümlelerde koyu yazılmış olan yerler varlıkları tam değil de yaklaşık veya belirsiz olarak ifade ettiklerinden belgisiz sıfat görevindedirler.

 

 

Belgisiz Sıfatlarla İlgili Uyarılar

 


Örnek 1

Bir gün olur sen de bizi anlarsın.

 

Yukarıdaki cümledeki “bir” sözcüğü belgisiz sıfattır. “Bir” sözcüğünün yerine “iki, üç” vb. sayılar gelemez. Öyle ki: “İki gün olur sen de bizi anlarsın.” şeklinde bir cümle karşımıza çıkar ki bu da yanlış bir cümle olur.


Örnek 2

Bir günde o uzak dediğimiz yere ulaşmış.

 

Yukarıdaki cümlede geçen “bir” sözcüğü sayı sıfatıdır. “Bir” sözcüğünün yerine “iki, üç” vb. sayıları getirebiliriz. Öyle ki “İki günde uzak dediğimiz yere ulaşmış.” şeklinde bir cümle karşımıza çıkar ki bu da doğru bir cümledir.

 


Örnek

Kimi insanlar balıkların, ben ayrılıkların çeşidini bilirim. (belgisiz sıfat)

Kimi bunu hazmedemedi, şikâyet yoluna gitti. (belgisiz zamir)

Çoğu çiçekler baharın açılır. (belgisiz sıfat)

Çoğu gerçeğin farkına bile varmamıştı. (belgisiz zamir)

 

 

 

Varlıkları soru yoluyla belirten sıfatlara denir. “Hangi, kaç, ne, kaçar, kaçıncı, ne kadar” kullanılan başlıca soru sıfatlarıdır.

 

Örnek 1


Hangi elbisemle düğüne gitmeliyim?

 

Yukarıdaki cümlede geçen “hangi” sözcüğü soru sıfatıdır. Sözcüğün isimden önce gelmesi ve soru anlamının olması onun soru sıfatı olduğunun ipuçlarıdır. En önemli kıstas da soruya verilecek cevapta saklıdır. Verilen cevapta ilgili soru sözcüğünün cevabı hangi sözcük türü ise soru sözcüğü de aynı sözcük türüdür. Şimdi soruya cevap verelim: “Kırmızı elbisemle düğüne gitmeliyim.” Bu sorularda daha da netleşmemiz için soru sözcüğü hariç, cümleyi olduğu gibi bırakmalıyız. Soru sözcüğünün yerine kendimiz bir cevap getirmeliyiz.

 

Örnek 2


Kaç kitap okuyan kişiler sınavı geçer?

 

Soruya cevap vererek başlayalım: “Üç kitap okuyan sınavı geçer.” Görüldüğü gibi “kaç” sözcüğünün yerine “üç” sözcüğü gelebilmektedir. “Üç” sözcüğü de isimden önce geldiği için sıfat görevindedir. Öyleyse “kaç” sözcüğü de sıfattır. Soru anlamı da olduğu için soru sıfatıdır.

 

Örnek 3


Kaçar elbise aldınız çocuklar için?

 

Cümleye cevap verildiğinde cümle: “Üçer elbise aldık çocuklar için.” şekline dönüşür. “Kaçar” sözcüğü yerine gelen “üçer” sözcüğü de sıfattır. Öyleyse soru anlamı soru sıfatı ile sağlanmıştır.

 

Örnek 4


Kaçıncı sırada yarışmayı bitirmiş?

 

Cümleye cevap verdiğimizde cümle: “Birinci sırada yarışmayı bitirmiş.” şekline dönüşebilir. Öyleyse soru anlamı soru sıfatı ile sağlanmıştır.

 

Örnek 5


Ne kadar öğretmen kursa katılmamış?

 

Cümleye cevap verdiğimizde cümle: “Beş öğretmen kursa katılmamış.” şekline dönüşür. “Ne kadar” soru sözcüğü yerine gelen “beş” sözcüğü de sıfattır. Öyleyse soru anlamı soru sıfatıyla sağlanmıştır.

 

Örnek 6


Nasıl bir araba alacaksınız?

 

Cümleye cevap verdiğimizde cümle: “Pahalı bir araba alacağız.” şekline dönüşebilir. “Nasıl?” sorusu yerine gelen sözcüğün (pahalı sözcüğü) sıfat olması onun soru sıfatı olduğunu gösterir.

 

Örnek 7


Ne gün geleceksiniz bize?

 

Cümleye cevap verdiğimizde cümle: “Ertesi gün geleceğiz size.” şekline dönüşebilir. “Ne” sorusu yerine gelen sözcük de (ertesi) sıfat olduğundan cümlede soru sözcüğü soru sıfatı ile sağlanmıştır.


Soru sıfatı ile İlgili Uyarılar


Örnek

Hangi elbise daha güzel?

Kaç kişi sınavda başarılı olmuş?


Örnek

Ne sular içtiniz? (soru sıfatı)

Ne alacaksınız buradan şimdi? (soru zamiri)

Ne gelmedin bize dün akşam? (soru zarfı çünkü “niçin” anlamında kullanılmış.)

Ne dönüp duruyor havada kuşlar? (soru zarfı çünkü “niçin” anlamında kullanılmış.)

 

 

 

Adları sayı yoluyla belirten sözcüklerdir. Adlara sorulan “KAÇ, KAÇINCI, KAÇTA KAÇ, KAÇAR” gibi sorulara yanıt verir.

Sayı sıfatları kendi içerisinde dörde ayrılır.

 

 

Örnek


Beş Şehir önemli bir edebi eserdir.


Sekiz gün kalacaklarmış.

Her sabah iki saat yürür.

Ahmet, arkadaşına Kırk Haramiler masalını anlatmaya çalışıyordu.

Hiçbir işe sıfır hata ile devam edilmez.


Bir kitap okuyan bin şey öğrenir.


Yüz yıl düşünsem aklıma gelmez.


25 cm hortum buraya yetmez.


10 ton asfalt dökülmüş buraya.

 

Uyarı: Sayı sıfatlarıyla niteleme sıfatları birlikte kullanılırsa önce sayı sıfatı gelir.


Örnek


Üç çalışkan öğrenci


Beş değerli dost

 

 

Örnek

Bu yıl Muhammed Furkan hayırlısıyla yedinci sınıfı bitirecek.


Dördüncü katta oturan komşusundan şikâyetçi oldu.


İkinci Dünya Savaşı birçok olumsuzluğu beraberinde getirmiştir.


12’nci sınıfların daha fazla çalışması gerekir.


Not: “ilk, son, sonuncu, ortanca” sözcükleri de sıra sayı sıfatı görevinde kullanılır.


Örnek


İlk sokaktan devam edin. (“birinci” anlamında)


Son yolcu da vapurdan indi.


Sonuncu kişi bir şeyler söylüyordu.


Ortanca çocuk daha yaramaz görünüyordu.

 


Örnek

Öğretmenlere ikişer maaş verilecekmiş!


Üçer tabak yemelerine rağmen doymamışlardı.

Sinemaya beşer kişilik gruplar halinde girdiler.

Her okulda yarımşar saat durup konu hakkında oradakilere bilgi verdiler.


Birer gün arayla bütün kişilerle görüştü okulun müdürü.


Altışar kalem almalarına rağmen yine de memnun kalmamışlardı.

 

 

Uyarı: Üleştirme sayı sıfatlarının rakamla yazılması bir yazım yanlışıdır.


Örnek

Sınıfa 6’şar kişilik gruplarla girdiler. (yanlış)

Sınıfa altışar kişilik gruplarla girdiler. (doğru)

 


Örnek

Bütün satışlardan yüzde beş komisyon alıyorlar.

Günde çeyrek saat çalışılarak sınav kazanılmaz.


Yüzde on zam hiçbir işçiyi memnun etmedi.

Herkese tam; Mustafa’ya yarım elma düşmüştü.

Herkes % 15 zam bekliyor toplantıdan.


Yüzde yirmi kârla işlerini devam ettiriyorlardı.

 

 

Örnek


İkiz kardeşler her zaman aynı giyinirdi.

 

Not: “Bir” kelimesi hem sayı sıfatı hem de belgisiz sıfat olarak kullanılabilmektedir. “Bir” yerine başka bir sayıyı getirebiliyorsak sayı sıfatı diğer durumlarda belgisiz sıfattır.

 

Örnek: Bir gün olur sen de bunları bir günde bitirebilirsin. (İlki belgisiz sıfat; ikincisi sayı sıfatıdır.)

 

 

Pekiştirme Sıfatları

Anlam açısından pekiştirilmiş sıfatlardır. Sıfatlarda pekiştirme üç şekilde yapılır.

 

 

Örnek

Yemyeşil araziler Muş Ovası’nı boydan boya süslemişti.

Bembeyaz karın güzelliği oradakileri kendisine hayran bırakır.

Dümdüz yolda ilerleyen kervan bir ara mola verir.

Etrafındakilere bomboş sözlerle yükleniyordu.

Eski zamanda kişiler upuzun elbiseler giyerlerdi.

Sapsarı başakların güzelliğine hayran kalmışlardı.

Tertemiz duygular içerisinde oradan ayrıldı.

Masmavi denizde duygu yüklü bir yolculuğa çıktılar.

 


Örnek


Kısa kısa öyküler okurum akşamları.


Çeşit çeşit meyveler yiyenler daha sağlıklı olur.


Uzun uzun kavaklar etrafa başka bir güzellik katmıştı.

Onun en çok kara kara kaşları dikkat çekiyordu.


Örnek


Sıcak mı sıcak bir çay içtik Erzurum’da.


Güzel mi güzel bir hediye almıştı arkadaşına.

 

Not: Kimi pekiştirmelerde “m, p, r, s” ünsüzlerinden sonra araya fazladan bir ünlü girebilir.


Örnek

Yalnız: Yapayalnız

Sağlam: Sapasağlam


Not: İkilemeler sıfat görevinde kullanıldıkları zaman pekiştirme sıfatı sayılır.

 

Örnek


Mavi mavi düşler


Dertli dertli gönüller

 

 

Küçültme Sıfatları

 

“-cik, -ce, -imsi, -(i)mtrak” ekleriyle sıfatın anlamında küçültme veya daraltma meydana getirmektir.

 

Örnek

Annesiyle birlikte büyükçe bir evde oturuyorlardı. (büyüğe yakın)


Sarımtırak bayır onlara çok güzel gelmişti. (sarıya yakın)


Mavimsi örtü masayı bir başka gösteriyordu. (maviye yakın)


Küçücük aklı ile bize akıl vermeye çalışıyordu. (küçüğe yakın)

Karşıdan irice bir taş alıp çocuğa fırlattı. (iriye yakın)

Durmadan babasından ekşimsi erik istiyordu çocuk. (ekşiye yakın)


Yeşilimtırak bir elbise ile sahneye çıkar sanatçı. (yeşile yakın)


Kalınca bir ağaç alıp yaylaya doğru yol aldı. (kalına yakın)

 

 

Sıfatlarda Derecelendirme

 

Sıfatlardan önce “pek, çok, kadar, daha, en…” gibi sözcüklerle sıfatların ölçülerini, derecelerini gösterip onlara karşılaştırma anlamı katmaya denir.

 

Örnek


En güzel günlerimiz geride kalmış görünüyor. (Üstünlük anlamı katmış.)


Çok büyük sorunlara ortak akıl ile yaklaşmak gerekir. (En üstün anlamı katmış.)


Daha temiz ortamlar oluşturmak elimizde olan bir şeydir. (Üstünlük anlamı katmış.)


Pek çalışkan bir öğrenciydi Ali.

 

 

Adlaşmış Sıfat

 

Sıfat tamlamalarında nitelik bildiren (niteleme sıfatları) sıfatlardan sonra gelen ismin düşmesi ve sıfatın bu görevi üstlenmesine adlaşmış sıfat denir. Adlaşmış sıfatlar niteleme sıfatlarıyla yapılır.

Örnek 1

Genç insanlar daha çabuk anlar.


Gençler daha çabuk anlar.

 

Cümlede geçen “genç insanlar” bir sıfat tamlamasıdır. “Genç” sözcüğü sıfat görevinde olup herhangi bir ek almamıştır. Bu sözcüğe “-ler” ekinin getirilmesiyle sözcük sıfat olmaktan çıkıp adlaşmış sıfat olmuştur.

 

Örnek 2


Çalışkan öğrencileri herkes sever.


Çalışkanları herkes sever.

 

Cümlede geçen “çalışkan öğrenciler” bir sıfat tamlamasıdır. “Çalışkan” sözcüğü sıfat görevinde olup herhangi bir çekim eki almamıştır. Sözcüğe “-ları” ekinin getirilmesiyle sözcük sıfat olmaktan çıkmış adlaşmış sıfat olmuştur.

 

Aşağıda koyu yazılan sözcükler de birer adlaşmış sıfattır.

 

küçüklere karşı çok merhametlidir. (küçük çocuklar)

Mağazada kırmızılıları bir tarafa bırakmışlardı. (kırmızı elbise)


Yaşlılara saygı duymak geleneklerimizin icabıdır. (yaşlı kişiler)


Akıllılar daima erken yol alır. (akıllı insanlar)

Markette yer alan çürükleri bir tarafa ayırdı. (çürük meyveleri)


Dertliler etrafına pozitif enerji yayamazlar. (dertli insanlar)


Korkaklar asla başarılı olamazlar. (korkak kişiler)


Tembeller hiçbir zaman öncü olamazlar. (tembel insanlar)


Zekiler birçok şeyi aptallardan öğrenir. (zeki kişiler-aptal kişiler)


Hastalara her zaman şefkatle yaklaşmalıyız. (hasta kişiler)


Cimrilerle arkadaşlık kuranın ufku daralır. (cimri kişiler)

 

Uyarı: Adlaşmış sıfattan sonra bir isim geldiği zaman anlam karışıklığı oluşursa bu adlaşmış sıfattan sonra virgül (,) işareti konur. Böylece herhangi bir ek olmadan da niteleme sıfatı olarak kullanılan kelime adlaşmış sıfat olur.


Yaralı, doktora durmadan bağırıyordu. (yaralı kişi)


Genç, öğretmene bir şeyler söylemeye çalışıyordu. (genç adam)


İhtiyar, adama bir şeyler söylüyordu. (ihtiyar adam)


Kurnaz, adamı kandırmaya çalışıyordu. (kurnaz adam)


Deli, adamla adeta oyun oynuyordu. (deli adam)


Tembel, öğretmen hakkında farklı şeyler anlatıyordu. (tembel öğrenci)


Yaramaz, öğrencilerle sataşmaktan zevk alıyordu. (yaramaz çocuk)


Akıllı, köprü arayıncaya dek deli, suyu geçer. (akıllı insanlar, deli insanlar)

 

Uyarı: Sıfat-fiil ekleri alan sözcükler de adlaşmış sıfat olabilir. Adlaşmış sıfat olup olmadığını anlamak için cümlenin açılımını sağlamaya çalışmalıyız.

 

Örnek


Gelen gideni aratır.

Gelen kişi giden kişiyi aratır.

 

Çalışan dağlar aşmış; çalışmayan yaya kalmış.

Çalışan insanlar dağlar aşmış; çalışmayan insanlar yaya kalmış.

 

Her yüzüne güleni dost sanma.

Her yüzüne gülen kişiyi dost sanma.

 

Okumuş her zaman gezmişten daha çok şey öğrenir.

Okumuş kişiler her zaman gezmiş kişilerden daha çok şey öğrenir.

 

Her bakan görmez, her ağlayan gülmez.

Her bakan kişi görmez, her ağlayan kişi gülmez.

 

Seven sevileni kesinlikle aldatmamalıdır.

Seven kişiler sevilen kişileri kesinlikle aldatmamalıdır.

 

Ağlayanın malı gülene hayır etmez.

Ağlayan kişinin malı gülen kişiye hayır etmez.

 

Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?

Hiç bilen kişilerle bilmeyen kişiler bir olur mu?

 

Çok bilen çok yanılır.

Çok bilen kişiler çok yanılır.

 

 

YAPILARI BAKIMINDAN SIFATLAR

 

Sıfatlar, yapıları bakımından üçe ayrılır.

 

 

Kök halinde olup yapım eki almamış ve başka bir kelimeyle birleşmemiş sıfatlardır.

 

Örnek


Güzel günler zorlu çalışmaların sonunda ortaya çıkar.

Her ülkenin siyasi konularda mutlaka kırmızı çizgisi vardır.

Bu yıl beyaz perdeye rağbet oldukça azdı.

Dumas’ın “Üç Silahşörler”i yazarken olaylara fazlasıyla hayal gücünü kattığı söylenir.


Ak düşüncelere sahip olanların içi de aktır.


Sarı papatyalar her tarafa ayrı bir güzellik katmıştı.

Herkes bir gün son yolculuk için elveda diyecek.

Araba nedense düz yolda kaza yapmış.

 

 

İsim kök ya da gövdelerine yapım eklerinin getirilmesiyle oluşan sıfatlardır.

 

Örnek


Acımsı tat (acı-msı)


Açık kapı (aç-ık)


Akıllı adam (akıl-lı)


Akılsız kafa (akıl-sız)


Ağaçlı yer (ağaç-lı)


Acılı kebap (acı-lı)


Beşinci sınıf (beş-inci)


Bencil kızlar (ben-cil)


Bilgili kişiler (bilgi-li)

Bilir kişi (bil-ir)


Bilgisiz kişiler (bilgi-siz)


Boyalı duvar (boya-lı)


Çalar saat (çal-ar)


Çalışan işçiler (çalış-an)


Çalışkan öğrenci (çalış-kan)


Çıkmaz sokak (çık-maz)


Çürük düşünceler (çürü-k)


Çocuksu davranış (çocuk-su)


Dünkü maç (dün-kü)


Durgun sular (dur-gun)


Evli erkekler (ev-li)


Evsiz kişiler (ev-siz)


Evrensel düşünceler (evren-sel)


Eşsiz güzellik (eş-siz)


Geçer not (geç-er)


Geçici çözümler (geç-ici)


Gelecek zaman (gel-ecek)


Geçmiş zaman (geç-miş)


Giyecek elbise (giy-ecek)


Gülen yüzler (gül-en)


Görgülü kadın (görgü-lü)


Huysuz at (huy-suz)


Kırgın gönüller (kır-gın)


Yorgun yürekler (yor-gun)


Saygılı genç (saygı-lı)


Sözlü anlatım (söz-lü)


Soğuk havalar (soğu-k)


Kaçak saraylar (kaç-ak)


Kaygısız sineler (kaygı-sız)


Kiralık işyeri (kira-lık)


Kısacık hayat (kısa-cık)


Kimsesiz çocuklar (kimse-siz)


Küskün yürekler (küs-kün)


Nişanlı kız (nişan-lı)


Kazanan öğrenciler (kazan-an)


Kaygan zeminler (kay-gan)


Kesik baş (kes-ik)


Kırılası eller (kırıl-ası)


Köylü Celal (köy-lü)


Kızgın sine (kız-gın)


Paralı herif (para-lı)


Renkli televizyon (renk-li)


Tanıdık adam (tanı-dık)


Tecrübeli simalar (tecrübe-li)


Tuzlu ayran (tuz-lu)


Tozlu yol (toz-lu)


Utangaç yüzler (utan-gaç)


Unutkan insanlar (unut-kan)


İncecik ip (ince-cik)


İpeksi halı (ipek-si)


İkiz çocuklar (iki-z)


İletken maddeler (ilet-ken)


İnleyen çocuk (inle(y)-en)


Ölü deniz (öl-ü)


Öpülesi eller (öpül-esi)


Sabahki oturum (sabah-ki)


Salgın hastalık (sal-gın)


Sarışın kadın (sarı-şın)


Seçkin kişiler (seç-kin)


Simitçi çocuk (simit-çi)


Sodalı su (soda-lı)


Soğuk sular (soğu-k)


Solgun beniz (sol-gun)


Susuz yaz (su-suz)


Şehirli insanlar (şehir-li)


Sekizer kişi (sekiz-er)


Şekerli çay (şeker-li)


Vurucu güç (vur-ucu)


Yakacak odun (yak-acak)


Yalnız kişiler (yalın-ız)


Yanık türkü (yan-ık)


Yıllık izin (yıl-lık)


Yırtıcı hayvanlar (yırt-ıcı)


Yüreksiz insanlar (yürek-siz)


Yazılası kader (yazıl-ası)


Yazar kasa (yaz-ar)


Yılmaz bekçiler (yıl-maz)


Yanar yürek (yan-ar)

 

 

En az iki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan sıfatlardır. İkiye ayrılır.

 


Örnek

 

Açıkgöz öğrenci


Hiçbir insan


Birtakım düşünceler


Birçok arkadaş


Birkaç kalender


Canciğer arkadaş


Külyutmaz adam


Mirasyedi gençler


Kahverengi gömlek


Ağırbaşlı kişiler


Yurtsever vatandaşlar

 

 

 


Örnek

Kısa saç: Kısa saçlı adam

Mavi gömlek: Mavi gömlekli öğrenci

Uzun boy: Uzun boylu çocuk

Kırık cam: Kırık camlı gözlük

Üç gün: Üç günlük dünya

Beş para: Beş paralık adam

Altı lira: Altı liralık elbise

İki kişi: İki kişilik servis

İki adım: İki adımlık yer

 


Örnek

Uzun boy: Boyu uzun basketçi

Dar bahçe: Bahçesi dar ev

Büyük salon: Salonu büyük ev

Düşük çene: Çenesi düşük kadın

Beyaz diş: Dişi beyaz çocuklar

 


Örnek

Gül bahçesi: Gül bahçeli ev

Çam ağacı: Çam ağaçlı bahçe

 


Örnek


Diline hakim kişi


Babadan kalma servet


Kulaktan dolma bilgiler


Tepeden inme emirler

 


Örnek


Tepeden inme emirler

 


Örnek


Boylu poslu kişi


Evsiz barksız insanlar


İrili ufaklı taşlar


İşsiz güçsüz gençler


Sazlı sazsız çalgılar


Tatsız tuzsuz hayat

 


Örnek


Çobanların bildiği yol

 

Uyarı: “-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş” sıfat-fiil ekleri de sıfatların bütün özelliklerini üzerinde taşır.

 

Örnek

 

Gelen adam giden adamı aratır.

 

Yıkılası duvarların yanında durmamalıyız.

 

Kaza dönülmez kavşakta olmuştu.

 

Koşar adımlarla bize doğru geldi.

 

Tanıdık kişileri her zaman çok severdi.

 

Gelecek yıl birlikte kırlara çıkacağız.

 

Tükenmiş umutlarla yola devam edilmez.

 

 

Sıfatlarla İlgili Önemli Bazı Özellikler

 

 

Örnek

 

Temiz kapı ve pencereleri bir daha silme.

Akıllı çocukları ve gençleri barındırır bu mahalle.

 

 

Örnek

 

Çalışkan ve dürüst öğrencileri herkes sever.

Güzel ve bakımlı saç ışıldar.

 

 

Örnek

 

Güzel bir elbise aldım.

Dürüst bir adam gerekir bu işe.

 

 

 

Örnek

 

Soğuk ev odaları

Sıcak çay sohbetleri

 


Örnek


Beş kuruş para

 

Üç günlük dünya

 


Örnek

Mustafa gerçekten çalışkan biridir. (çalışkan biri)

 

Akıllı kimseler başkalarının akıllarını da kullanır. (akıllı kimseler)

 


Örnek


Evdeki hesap çarşıdaki hesaba uymaz.


Eldeki yara geçer, gönüldeki yara geçmez.


Örnek

Dertli adam için en büyük dert yine kendisidir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BAĞLAÇ

10. SINIF 3. ÜNİTE

EDEBİ AKIMLAR